Selçuk Yılmaz Şiirleri - Şair Selçuk Yılmaz

O ceylan bakışların yazgısında,
Ahu gözlerinde gördüğüm ah bir sen.
Bilmem ki derinlerde bir yerde,
Hiç var mı özünde, maziye bir sitem?
X X
Gizem dolu hülyalarda yalnızca sen,

Cocuksu bir sevdaydı bizimkisi,
Çocuksu bir gülüş, bir bakış
Sessizce doruğa ulaşan
Çılgınsı bir ikinci baharın,
Havada uçuşan polenlerin dansıydı,
Sanki yıllar öncesinin yaşanmışlığı,

Karşıyaka'da bir sokağın içinde
Önünden geçerken o eski evin
Hatırası canlandı zihnimde;
Kimbilir kimler yaşadı o eski evde,
Belki de şehir hatlarının emekli
bir kaptanı,

Seni sevda çiçeği,
Takılır mısın sen o güzel saçlara
Asılırmısın bukle bukle,
Belki kızıla yaraşırsın,
Belki de esmere;
Peki ya ne demeli

Yine memleketten haber geldi
Elmalar toplanacakmış eylülde diye;
Hazana doğru mutlaka olmalıymışım,
Kavaklar daha yaprağını dökmeden
Dalında elmayı toplayabilmek için,
İçimi sarar bir heyecan fırtınası o zaman,

Şu dağların ardı sıra koca bir deniz
Akar durur dereler, yoludur Artemis,
İncir ve üzümle dolu bahçeler, bağlar
Pencerelerden sarkmış bakar,
seni bekler sardunyalar,
Havada uçuşurken mersin ve defneler

Ah şu deli gönül ister herşeyi
İster bazen çıldırmak,
Bazen de doyasıya içmek
Fitil gibi sarhoş olabilmek,
Bazen delicesine sevip
Delidivane bir kara sevdalı olmak ,

Bir çizgisinde yaşamın
Tanık oluruz , gider canlar birer birer;
Hazan yaprakları gibi sararıp soluşuna;
Dostların gözümüz önünde eriyişine,
Bir veda bile edemeden gidişine,
Ne demeli işte gidip gider

Arzın derinliklerinde yüreğe düşen
Kor bir ateş mi desem.
Yoksa fısıltılarla söylenmiş
sözcükler midir aşk..
Ya da seni bana sürekli hatırlatan
O vazgeçilmezliğin mi?

Ansızın çıka geldin
Toroslardan bir gölge gibi
Yayla kokan yüreğinle,
Dağlardan esen sert rüzgarlarla,
Darmadağınık saçlarınla,
Kınalı ellerin nasır tutmuş