Dün akşam düştü mevsimin ilk gözyaşları.
Kaderime bir bıçak saplayıp,
kesip atamazsam bu kangren sevdayı,
bir başka bahara yeşertemem kırık dallarımı.
Bir cümlenle tekrar ayağa kaldırabilecekken,
bu umarsız hastayı,
Mavi gözlerinin kıyısında oturdum, içiyorum.
Bu akşam yine yakamoz çıktı dayanamadım.
Dalgalar üzerindeki peri oyunu bana seni hatırlatıyor.
Önce bir anason kokusu geliyor,
sonra hatıraların naftalin kokusu,
içim bulanıyor.
Benim bir çift mavi gökyüzüm.
Gemimizin bitip denizin başladığı yerde,
martılarla buluşacağız.
Onlarla aşkımı paylaşacağım,
seninle simidimi.
Benim bir çift mavi gökyüzüm.
Dikenler bürümüş gökyüzünü.
Yerlere serilmiş yıldızlar.
Birde ayağıma takılan dolunay.
Neden böyle mutlu şarkılar söylüyorsunuz,
en üzgün günümde.
Bu uçan balonları kim atmış yere,
Baharın gelişinin habercisi kır çiçeği
ve neşeli bir kırlangıç.
Yeşil örtünün mahreminde bir bakire,
kabuslardan uyandı.
Güneş okşadı saçlarını rüzgar taradı,
toprak ürperdi.
Nasıl birşey olsa gerek,
dünyaya senin mavi gözlerinden bakmak?
Hep iskelenin dibinde dolanan balıklar olurya,
Onların ağ yamayan balıkçıya bakması gibi.
O zaman bir balıkçı olsaydım diyorum,
Nasır tutmuş eller hayal ediyorum.
Geldim
Sana gelmeden evvel,
hüznümü gömdüm yüreğime.
Güneşi batıdan doğurdum,
bir kuş saldım geleceğe.
Çatlamış dudaklarıma su istemem,
bana dudaklarını getir.
Yorgun gözlerime uyku istemem,
bana gözlerini getir.
Ellerini getir.
Saçlarını getir.
Kuş
Pırpır eder,
Bir kuş var yüreğimde.
Salmalımıyım onu gökyüzüne.
Bağırmalı,
Tık Tık kapı çaldı,
açtım baktım,
sen değilmişsin.
Telefon çaldı yetişemedim,
biliyorum,
sen değilsindir.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!