Nasıl anlatayım sana dünyayı
Dağında nergizi, sarı papatya
İnişli çıkışlı hayat yolları
Kimseden kimseye yoktur bir fayda
Yaz ayında karda yağar kış gelir
Bugün yine göz nemli
Bugün gönlüm sitemli
Kime anlatacağım
İçimdeki bu derdi
Haydi gülüm gel artık
BUGÜN
Nasıl anlatayım hakkı, haksızı
Çabamız değersiz sayıldı bugün
Elime verdiler bak yine sazı
Mızrap tele değdi çalındı bugün
Bülbülü saldılar gel gör kafesten
Dönüşüne umut yükledi garip
Zaman geçti ömür geçti nefesten
Derdine bin derdi ekledi garip
Yolları kapanmış bizim ellerin
Kürek bulunurda kepçe bulunmaz
Rahmetinen inmiş kar ile boran
Bizim oraları soran bulunmaz
Açılmaz yolları üç günden önce
El hakkını verme rütbe kıdeme
Emeğin çabanın hakkı bu mudur?
Hesap günü soracaklar Ademe
Verilen ikramın tadı bu mudur?
Söz bilirim yiğit ağzından çıkan
Evinizin önünde
Bekledim seni her gün
Ben aşkından öldümde
Sana demedim bir gün
Gün geldi zaman geçti
Yaz gelmez gönlüme girme sevdiğim
Isınmaz yüreğim mevsimi değil
Üşürsün sen burda hasta olursun
Yaz bahar uğramaz mevsimi değil
Dağım ayaz olur karla buzunan
Gözlerin canlanıyor zihnimde
İkimizi görüyorum puslu bir resimde
Gözlerin çipil çipil bakan
Sonra saçların dükülür omuzundan sarkarak
Gülüşün dört mevsimi anlatır
Yanar sigaram ve her yer duman,
Cahilin elinde, gamsız gönülde
Şifa bulan var mı çağırın gelsin
Mutsuzluğa talip aşksız birinde
Aşkı bulan var mı çağırın gelsin



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!