Öyle yazdığıma bakma benim, diyemem, gidemem ben. Sitemler büyüttüm içimde, sanada yeter banada. Senden biraz benden biraz herşeyden var aslında. Unutkanlığımın sebebini de biliyorum artık. Hatırlamak istememek, kaçmak kendinden bile uzaklara ve kendi içinde kendince kaybolmak geliyor aklıma. Ve unutup herşeyi kaçtığın yere gün batımında hiç bir şey yok gibi yeniden dönmek yok mu? İşte sorsalar benim hayatım. Kendimden kaçmak kendimi kovalamak, kendimi yormak, kendimi oyalamak adı yaşamak, adı aşk. Adına ne dersen de işte olan bu. Peki ya nedir bölünmek bilir misin sen? Kendi iç dünyanda ayrı, sana bakarken ayrı benden öte benler var bende. Tanımadığım bunca beni bana kim getirdi sahi sen, tanıyormusun bu yabancı benleri. Neden senle ben olacakken bunca benleyim. Hiç sordun mu kendine. Aynı yerde iki yabancımı olduk yoksa bilmeden. Hiç düştün mü halimizin derdine. Diyemem, gidemem dedim ya ne diyebildim ne gidebildim. Nede kalabiliyorum, ne sende nede kendimde.
Dili zehirli, gözü nehirli bir sevdaydı bizimkisi sevene faydası olmayan. Şimdi geriye dönüp bakınca bir başka görüyorum bir başka düşünüyorum. Neydi bizi bir araya getiren ve neydi hala bunca kavgaya bunca patlamaya rağmen dağınıklığı toplatan. Sen bilmezsin, bende bilmem. Diyorum ya diyemem gidemem. Mecburiyetlerimizin esiriydik belkide . Herkes kendine severmiş ya herşeyi. Ben seni başka sevdim. Kırılıp döküle döküle sevdim, belkide yanlış sevdim ama yalansız sevdim.Olurda ölürsem bilesin istedim.
Gurura vurupta hiç gizlemedim sana olan duygularımı, bir ırmak misali akabildiğim kadar akıp çağlaya bildiğim kadar çağladım sende. Coşkun sel misali akarken işte ağladım sende. Hem kendimi bitirdim hemde seni, ne kendimi toplayabildim nede bu hüzün dolu şiiri. Denedim.
Yüreğime bin düğüm, her gün bin düğüm attım olmadı, Geceyi gündüze, güzdüzü geceye kattım olmadı,
Gün doğdu, gün battı yattım kalktım olmadı,
Her yerde sen varsın tüm hücrelerimdesin bilmem haberin var mı?
Dağ konuşur taş konuşur
Yağmur toprakla buluşur
Kış geçer ilkbahar gelir
Bir sen gelmedin dört mevsim
Muhabbette gece gündüz
İnsan unutur mu ahde vefayı
Yorulmaz dost için çekse cefayı
Bir ömür gönlümde gel sür sefayı
Yine bizi karşıladın gülünen
Hissetmedik bak sayende gurbeti
Allah yokluğunu vermesin bize
Hiç tadı yok gelsem bile denize
Seninle aşkımız sürsün sonsuza
Allah hiç kimseyi yarsız etmesin
Denizin kokusu sinmiş sahile
Doymak bilme yegidi ye
Susmak bilme degidi de
Al hançeri vur bide vur
Demem sana dur hele dur
Sevgin dönüşür bir kine
Kimse bilmez içimdeki derdimi
Dağı görür soran olmaz ardını
İnsan terkedermi kendi yurdunu
Huzur diye gurbetele düşerim
Çıkaramam dertlerimi içimden
Düşmeye göresin herkes el olur
Anlarsın alemde tek olduğunu
Çektiğin acılar sende gül olur
Anlarsın cihanda ne olduğunu
Dersin ki dünyada yerim neresi
Sardı yine Bin düşünce
Aklıma yar sen düşünce
Birde baktım kimseler yok
Terketmisler ben düşünce
Açık etme sar yaramı
Kendi mevsimine rahmetle gelen
Toprağa can olan, özüne dönen
Bir çiçek dalında canlanıp gülen
Baharı düşündüm yazı düşündüm
Sararıp solması ayrı bir güzel
Kalem doğru yazmayınca
Düzelirmi düzelirmi
Bu düzeni bozmayınca
Düzelirmi düzelirmi
Kul Hak'kı yenmez ahlaktan



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!