Seda Arık Şiirleri - Şair Seda Arık

0

TAKİPÇİ

Seda Arık

Bir kum tanesinin kaderinin düşündüm hiç kum görmediğim kapalı bir ofis penceresinde..
Belki de hiç görmediğim denizleri görmüş, fırtınaya tek başına gücü yetmeyen, savrulan minicik gri kum tanesinin kaderini..Sarhoş denizlerin yeşil mavi arasındaki kararsızlığına şahit..Ve kimbilir kaç yüzyıl daha oradan oraya..

Ne garip değil mi? Evrende bir nokta kadar yer kaplayan, ne siyah ne beyaz, arada sıkışıp kalan bir öykü onunki..bazen ıslak bazen kızgın..Kim anlarki öyle değil mi kalabalıklar arasında kaybolan ve yalnız başına görünen bir anlamı olmayan herhangi bir tanenin kendince anlamını..

Evrenin en sonsuz uzaklığından baktığımda kendimin de o nokta kadar küçücük, ama düşündüğümde ne büyük bir anlamımın ve hikayemin olduğunu o kalabalıkta kim bilebilir ki..Bir sahilin tam ortasındaki kum yığınının en üstünde ya da en altında olmanın o kuleyi hiç bozmayacağını elinde kovasıyla ne anlar ki çocuklar..

Devamını Oku
Seda Arık

Hayvanları sevin dediler
Onları koruduk! ! !
Yaşamı sevmeyi yazdılar,
Ona sımsıkı bağlandık! ! !
Şarkılar dinletip şiirler okuttular.
Başkalarının aşklarını çalıp

Devamını Oku
Seda Arık

Seni yazmak....
Dünyanın en zor işi olsa gerek...
Penceremden dışarı baktığımda
Bulutum...
Gökyüzüm.....
Güneşim....

Devamını Oku
Seda Arık

Söz geçiremedim kendime, seni severken...
Gözlerimin baktığı en son durakta oturuyordu gözlerin...
Yüzlerce otobüs geçti ellerimden.... ellerinden.....
Gidilesi son yolduk ikimiz...
Bindik....gittik....
Aşka beraber..............

Devamını Oku
Seda Arık

Artık yazamıyorsam..
Bu şehir çalıyor seni
sahip çıkamıyorum....
Düşününce bir kupkuru gül gibi ıssızsın...
İstedikçe hayalin bile yok...
Bilmiyorum...

Devamını Oku
Seda Arık

Bende sancıların kaldı rüzgar varken şehirde
Ellerim sigaramın son fırtındaki tütün kokusuna karıştığında
Bilmiyordum bana çok yakın bir kentten geçtiğini
Yeniden çıktım,
terasımın en çok esen sol köşesine
Ve uzaktan bende bıraktığın aşklarımı

Devamını Oku
Seda Arık

...................................................
.....................................Yüreğindeki bütün sevgi sözcükleri
.........................Gözlerine sıkışıp kalmış gibi....
.............Ve ben ömrümün tamamını
..Senin bu bakışlarına harcadım sevgili......................................

Devamını Oku
Seda Arık

Çarpıntım var dünyaya ve ısrarla daha çok, daha çok kahve içesim..
Sıcak yazın ortasında penceremden sızan minicik sineklerin, kahvemin içinde sevişmeye can atası var..Ve ben elimde televizyon kumandası ile, o reyting manyağı komik dizileri Erol Taş gülümsemesiyle zaplıyorum..
Bahçemize dadanan tipsiz karganın 200 yıl yaşıyor olabileceği düşüncesi şu 2 günlük dünyada off’lamaya bile zamanın kalmadığını hatırlatsa da kulaklarıma inatla ve ısrarla hiç bir şey yapmamayı düşünüyor ama yediremiyorum kendime sessizliğimi...
Gözümün ucunu görememek neydi diye takıyorum kafama ve buna ters düşmemek adına gözümün en uzağına, kulağımın en duymayacağı seslere takılıyorum. Sonra da duyamıyor olmanın sıkkınlığı..
Ne kadar çok şey oluyor aynı anda farkındasınız değil mi? Evrenin kocamalığı hakkında bir ipucu aslında. Aynı anda ne kadar çok ruh aynı şeyi yakalayabiliyor ve aynı anda ne kadar çok insan aynı şeyden farklı hazlar ya da mutsuzluklar çıkarabiliyor.Nefes alışlarımın bana dar sevdiğim adama huzur olması gibi garip ikilemler..
Kapalı pencereler ardında seyrederken mahallemin garip enstantenelerini, yollardaki ayrıntıların içine giresim geliyor bazen. Birinin beyninin içine giresim, yaprakları dökülmeye yakın ağacın üzerinde garip sallantılarla duran kuşun kanatları olasım, karşı binanın 2.katındaki teyzelerin dedikodularına bulaşasım, alıp başımı bir yerlere gidesim var.. Olduğum yerde değilim. İçim bende değil..Zamanın gidişine aldırasım var..

Devamını Oku
Seda Arık

Çocuktum,
Anlamsız duruşlarım vardı. Ellerim nerede olması gerektiğinin farkında olmayan... ve bacaklarım çarpık.. Gereksiz bir çizgi film karakterine bürünesi vardı aptal sırıtışlarımın.. Ne yandan ayrılası vardı saçlarımın, ne ortadan...öylesine dağınık.... Gülmeler ve ağlamaların tam ortasında duruyordu dudaklarım.. ve yüzümde anlaşılmaz bir tereddüt..Kim olması gerektiğini bilmeyen beynimin acaip zonklamaları...

Küçüktüm.
Olaylar iz bırakıyordu vücudumun garip yerlerinde ve kocaman insanlar buna yürek diyordu.. Tanımıyordum ince kırılmaları...Konuşmalarımın ne büyük anlamları vardı ne de duyduklarımın büyük yansımaları..Gelip geçiyordu rüzgardan savrulan,incecik kurumuş kum taneleri gibi...

Devamını Oku