Nasıl çaresizim, bir bilsen.
Giderken çerçevede kaldı bir resmin,
Hala gelmeni bekler kırık cam arkasında,
Kıyamadım kaldırıp atmaya.
Bekliyor bizi, çekmecenin bilmem kaçıncı gözünde.
Karanlık bir yerde duruyor öyle sessizce.
Dostluk diye bir şey olsaydı
Koyun kurt ile gezerdi.
Aşk karın doyursaydı
Âşıklar aç gezerdi.
Ateş, ateş olmak için sudan uzak durur.
Ateş ateşe, kül küle, toprak toprağa karışır.
Dostlarınla düşman olursun
Kadehini hep ben diye kaldırırsan
Özünde dürüstlük aramam
Şerefini bir kadeh şerefe için satandan
Artık bedenlerin bedeli değil,
Ruhlarında bedelini sorar olduk.
Kelimeler çarpışır kavga çıkar
Gözlerin değer birine içim çekilir.
Elin değer tenime bedenim titrer.
Dudağın değer dudağıma
Yüreğim kor olur gözüm kör olur
Beynim uyuşur körkütük sarhoş olur.
Bu gün yine efkâr gecesindeyim
Masamı hasretle doldurdum
Gözlerini istedim…
İçmek için
Sesini açtım denizlerin
Mavi sen doldu içime
Eflatun bir akşam olmakta
Gönül göçmen kuş misali çırpınır kafesinde.
Bekle ki gelecek gidenler bir umutla.
Görünür gurbete gidenin kızıl rengi
Bulutlar ardından gelecek eflatun akşamı karşılar.
Duvarlar arasında kalmış beklemekten yorgun ruhum.
Kapısında zeytin dalı uzanmış evler var.
Çoğunun kapısında mavi boya,
Penceresinde el işi dantel var.
Havası deniz kokar.
Ocağında ot pişer..
Onları görünce içim coşar.
Ekmeğimin balı
Bu gün seni uyandım.
Günlerden yine sen,
Hoş geldin. İyi ki geldin!
Bin kez daha günüm aydın.
Zaten seninle günlerim hep aydın.
Radyoda eski bir şarkı çalınır.
Bir akşam kahvesi içersin,
Ruhun dinlenir.
Yine de eksiktir bir şeyler
En çok onu hatırlatır.
Eksik şeyler.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!