Ben sıramı savdım aşktan yana
Sıradaki gelsin şimdi
Şimdi ayrılık mevsimi
Şimdi hasret zamanı
Ayrılık döküyor yapraklar
Önce sararıp, hüznü yaşıyor
Beyaz gülleri de unuttuk
Eskiden masumiyetin rengi diye bilirdik.
Şimdi kefenlerde kaldı o güzelim renk
Kan damladı o güzelim beyaza
Kirlendi üzerine sıçratılan kanla
Canın sağ olsun.
Sen sağ oldukça sağ olurum.
Benim canım sensin...
Bunu bilmeni isterim.
Bir adım sen gel
Bir adım ben geleyim
Aramızda nefesimiz kalsın
Onu da bir solukta içeriz
Önce sen sev beni
Ben sevmeyi severim
Bana biraz sen lazımsın
Günlerden cumartesi
Havada kömürle karışık hasret kokusu.
Gözlerimde kumral hayalin.
Ellerimde yokluğuna sığındığım.
Kadeh içinde Lal dolu şarabım...
Bir daha âşık olmayı göze alamayacak kadar yaralıyım...
Ben derdimi denize, sitemimi gökyüzüne dökerim...
Bunca derdi sitemi temizler belki...
Yoksa aşkı sevmek mi lazım.
Yeniden mavi olmak için.
Bir damla göz yaşına kurban olurum iyen
Sen mutluluğumu bir damla gözyaşımla boğdun
Bir gülüşüme bir gül bahçesi veririm diyen
Sen gülüşümü bir fotoğraf karesine mahkum ettin
Gözlerimi yollara aklımı kara gecelere firar ettin
Sen bana bir derya olabilirdin
Bahar gelmişti penceremin önüne
Tanrı misafiriydi
Düşünmeden aldım içeriye
Şans verilmeli bir kez daha
Kapımı gelen yeni baharlara
Kim bilir bir şiir daha yazdırır
Bir demet mavi verdiler elime
Bir gün mavi bir çiçekti elimdeki.
Bir gün mavi bir denizdi gözlerimdeki.
''Mavi '' Dediler.
''Umut'' Dediler.
Gelmeyen yarınlara mavi düş tohumları ektirttiler.
Bir ihtimali daha var seni sevmemin
İmkânsızlar imkânlı olunca
Denizin tuzu bitince
Manda söğüt dalına yuva yapınca,
İbibik kuşları ötmeye başlayınca,
Belki seni yeniden severim.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!