Diyar ozan'ım son mektubunla
yüreğinin sıcaklığı içinden
taşıp gelen sevgiyle
tepeden tırnağa çiçeğe durdum
yüreğimdeki sevgi taştı
sıcaklığını iliklerime kadar hissettim
Hücremde ayağımdaki prangaya bakıyorum
Rüzgar uğulduyor şişiyor taşaklar
sertleşiyor penisler
Ah şaire... Tırnaklarını geçiriyor sırtıma
prangamı kırıp çıkıyorum hücremden
orgazm olan kadının kahkası
destanlar yazılmıştı adına
kimliği belirsizdi sensizlik
ketum bir yalnızlıktı payımıza düşen
bize kalan kocaman bir eksiklik
senden türedi sen-sizlik
rakı sofrasında bile yalnızdık
yine güzel bir kar yağıyor
dışarda lapa lapa...
düşlerimin üstüne umutlarımın üstüne
hiç durmadan
ellerim nasılda üşümüştü
zencir takmaya çalışırken
iki satır bişeydi işte
her şey...
ne papatya kurusu nede hayindi
lakin karanlıktı gece
asmıştım geceden kalma sevişmelerimizi
avlusuna, demir parmaklıklı yüreğimin
yasladım başımı
gecenin göğüslerine
yüzüne çarpan ayın şavkı
ve gözlerinde aşka isyan
eden bir anlam
yine hüzün yine özlem
yaşamak ne garip
ölüm bi acayip
ve düşünmekmi sensiz bir yaşam
ne atsın kalbim
ne dolaşsın kanım
nede titrek titrek solumasın ciğerlerim
kendi gölgesiyle sevişen sonbahar
çakmak çakmak gözlerine
dudak büken
saçları ıslak sırılsıklam
meşhur bir oruspu
dokunsan ters çevirebileceğin
bir yüreğin aşk coşkusuyla yazdığı
mektup gibi
yüreğin cömertliği
aşkın oyunu
kaybetmenin korkusu
biraz utanç
Küçücük gözükür gökyüzü
Demir parmaklı penceremde
Ayın şavkı vurur
Korkuluklara yapışmış ellerime
Saatlerce hiç kıpırdamadan
Baktığım o yıldızda
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!