sen hiç ölen bir kuş gördün mü
ben çok gördüm
kan geliyordu
kulaklarından
ağızlarından
burunlarından
'Yâ Rab'
burunlarından
burunlarından
çengel iğneye yeni takılmış
yavru bir balık
ağzı burnu nahif
düşmüş
gözü kalmış dünyada
can çekişiyor
ağzı âh ağzı
kuşlar ağzından ölüyor
kuşlar yavru kuşlar bekliyor şifâsını
tutuyorlar zapt edilmez tazyikli suyu
goncagül dudaklara
goncagül dudaklar
karışıyor suya
açılmıyor dudaklar
mühürlüyorlar
bağı bahçeyi
mühürlüyorlar suyu
külleniyor harlanıyor
Hüseynî ağıtlar
kızarıyor dipten dipten
suyun yüzü
toprağın yüzü
köpürüyor
yavru kuşlar
köpürüyor
köpük köpük
kırmızı
kan kırmızı
oluk oluk
kokuyor kâinat
gül suyu
Muhammedî
öldürüyorlar
kar beyazı
süt beyazı
yavru kuşları
bir daha hiç ötmesinler
uçmasınlar diye
çalıyorlar ses tellerini kanatlarını
bir daha hiç şakımasın
çilemesinler diye
denize yağmur yağması gibiydi
Arakan'da
Halep'te
İbdil'de
ölüm
ığıl ığıl
sıcak
düşüyordu bir bir
süt kuzusu nazlı başlar
koşun ümmet koşun yine seyirlik var
başladı semiz timsah âyini
nerede kalmıştık
diyordum ki
kol bacak
yükseliyordu
silme adam boyu taptaze kan
timsahlar
dönüyor
dönüyor
şükrediyordu
timsahlar
kaldığı yerden tamamlıyordu âyinini
timsahlar timsahlar
mâşallah mâşallah
çoluk çocuk demeden
bizi pek bir ömür
pek bir güzel yiyordu
07 Nisan 2017 Cuma
Macit KuruçayKayıt Tarihi : 18.3.2018 03:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!