git gözümün nuru ben sensizde yaşarım
unutmayı denemem yadımda taşırım
saymam geçen günleri ömre ömür eklerim
git gözümün nuru ben bu aşkı beklerim
veda etme giderken gözlerine bakamam
Ruhu çıplak etten kemikten, deniz kızı değil
Ne yalvarır ne yalvartır
Kelimeleri de ayık kendi de
Kessen kanı akmaz, elvedası ağıtsız
Soğuk bir akşamüstü
Katli vacip celladına hala keskin dilleri
hangi aşka ayrılık yakışır
hangisine ölüm
can çekişen bir bedenin son çırpınışları gibiydi
seni sevmek
ben ölmek için çırpınırken
sen ölüyordun
siyahla beyaz denk değil
hayat gri bakmıyor
zaman izafi,
hep aynı akmıyor
ey hayat
bir düşün olmalıydı koynunda uyuduğun
aşkla gözgöze gelebildiğinde yüzleşip aşkla
hayal kurmadık seninle su kenarında
ayrı ayrı hayalleri de bir araya getiremedik
anlamsız kelimelerle hitap ettik
bulutlar boşalmadı çorak dudaklarına
kurudu diktiğin fidanlar
oysa gidenin içindeydi kalan
suya resimler çizerdin akar giderdi, suretim yoktu / unutmadım
sen cennet derdin, ben cehennem
tamah etmedin gölgeme bile, yanarken
sana bensizlik gerekti, bana sen
aşka dair ne varsa el değmemiş, koy heybene
zehirle yuğur
nasılsa çürür yürekte, dile gelmemiş sevda
hiç öpmedin ki, boynumdaki yaradan
adım bile yoktu dilinde / unutmadım
sinkafsız sözleri yılanlara ver, çıksınlar yuvalarından
kara çalı ol,solgun güllere. ve hazırla kendini batmalara
sen sefilsin derse içindeki ses, tükür dilindeki kanı
başka iklimlere benzemez benim dünyam,
yağmursuz ıslandığında anlarsın
kıskanmıştım ses olunca sesin, benden arı sözlere
masanda meze şiirlerim çırılçıplak / unutmadım
sırtında çarmıhla geldin düşüme, ellerinde çivi izleri
korkmadım senden
o yana baksam ihtilal olur ülkende
birlikte ölmeye gelmiştin, kıyamadın
dualar ettim öldür diye, amin demedin/ unutmadım
ters aktı içimdeki kurumaya yüz tutmuş nehir
yazılmamış ak kağıt gibi kapansın melül mahsun
gün görmemiş ayaz yanığı, sığ sularda ömrüm
sevmek bir haktı nefes almak kadar
sevilmek de haktı aldığını vermek kadar
sevişmekse bir lutuf
kapıların ardında, gıyabımda severdin / unutmadım
simsiyah
insan, yemeli arada sırada azar
yoksa, arsızdır eninde sonunda azar
ve, gelip münker-nekir başlamadan sınav
olmadan rezil, uslanmalı azar azar
simsiyah
dön rakkase
kiminle, ölümüne seviş
kimine sev/iş
yaktığın ateş söndü
dumanında boğulan sensin
sön rakkase
Sadık Gölge
Simsiyah bir boşluğa sarılan devasa kolların yorulduğunda
Mevsimi geçti deme, hevesim geçti de
Gitmek,
Nereye?
Başka sadık bir gölgeye mi
Kah kurt olurum kuzuya,kah koyun postuna bürünürüm
İçim dışım aynı değil ki, zahirimle öğüneyim
An olur uçarım göklerde, an olur yerlerde sürünürüm
Mevlana değilim ki, olduğum gibi görüneyim
susma, üşüyorum
yanan suya düşüyorum
sözlerinle sev, ellerinle değil
fikrinde uyut, dizlerinde değil
dudaklarınla konuş, gözlerinle değil
susma yola devam kan revan
öyle bir nefes ver ki
bir ömür yetsin
öyle bir yit ki
bir ömür bitsin.
susunca dil
tüm azalardan gelmeli ses
ya eriyip bitmeli
ya da, çekip gitmeli
simsiyah
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!