Yeni terliyordu hüsonun bıyıkları. Yaşı on yedi ya var ya yoktu. Gerçek olan bir şey vardı ama o da Aşk, hüsonun kapısını ilk kez çalmıştı.
Onu görünce heyecan kaplıyordu yüreğini. Onu görmeden edemiyordu. Hele bir kez ahırda tavşanları severken, eli eline değmiştide, o an yüreğinin yerinden çıktığını sanmıştı.
Gecelerin sabaha ulaşmadığına o günlerde tanık oldu hüso. Hayallerinin en güzel yerlerinde hüsrana uğrasada hüso, hayatından çok memmun ve çok mutluydu.
Hele bir gün sarı kız, gülerek el etmişti yavuklusuna. İşte o günü hüso âşıklar bayramı ilan etmişti.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan