SANTEK - İçre... Şiiri - Mehmet Çoban

Aksak düşler kuruyorum
Gecenin karanlığında yıldızlara
Bir oradan bir buradan
Anılarımı tazeleyerek düşünüyorum

Hafiften esinti var gece sıcağında
Yıldızlar arası dolaşan bulutlara
Selam söyleyelim diyorum meraklıca
Şimdi oralarda olsaydım bulutlarla
Yıldızların altında yerden yukarıda
Nice insan, insanlar bakacaktı bana
Düşlerini ısmarlayacaklardı aşk adına

Bir yarım elma kalmış elimde
Kokusunu gönderiyor gözlerime
Yeter diyor baktığın yıldızlara artık beni ye

Böcekler şarkı söylüyor gecenin sessizliğine
Karıncalar kaybolmuş çekilmiş yerlerine
Köpek sesleri giriyor gecenin müziğine
Nağmelere vuruyor balyozcasına hem de

Bugünü bitirdim hayhuyların içinde
Yarına düşler kuruyorum gecenin deminde
Uyku vakti gelecek biliyorum gecede
Uyumak yarına uyanacağının bilinciyle

Nasıl bilinç bilmem, uyanacağım işte
Uyanmayacak olsaydım uyumak niye?

Sanki bir kandırmaca uyku saati
Haydi, uyu yat, mışıl mışıl derince
Uyanacaksın der yaşam, vakti gelince
Nice uyanamayanları görsem de
Ben yine uyurum uyanacağım diye

İdeallerim, düşlerim, hayallerim
Bir uyku saati yaşıyor derince
Uyanışı kim bilir ne zaman? Bilmece

Birileri uyutmuş akşamın bir saatinde
“Yat, yat uyu” “uyu, uyu yat” deminde
Bir gece karanlığına, aydınlık diye
İlkeleri düşler kurduruyor rüya içinde
Modern çağ aşkına ortaçağ bilincinde
Yasakları, tabuları şanlı, süsler içinde
Akıl çağında akılsızlık serüveninde
Akla, cana zarar insanlık söyleminde
Yasalar, silahlar patlar kıyılır canlar içre

“Yat, yat uyu”, “uyu, uyu yat” ezberinde
Gölgeler var gölgeler gölgelerden içre
Güneşi unutmuş ilkelerin mabedinde
Nur yağar batıdan kurşun sıkan ellerle
Barış var, barışlar barışlardan içre
Hürdür köle, efendisine tabilik söyleminde
“Ve aleykümselâm ey efendi” hoş gel sefa içinde
Temennamı seyret bak ne intizam içre
Tanrı beyaz, elçi siyah, din küresel, düş aklar içinde
Mısırda sihirbazlarını arıyor Firavun niyetine
Yılanlarını salacak kalplere, gözlere aydınlık içre
Musa’sız, asasız rüyalar içinde
Ra’lar yağar gökyüzünden uydular içre
Gönlümün, evimin, rüyamın, hülyamın içine

Bulutlar var, bulutlar bulutlardan içre
Yıldızlar altında temaşalar içinde
Yeryüzünde nice bakışlar hayır peşinde
“Hayır olsun dostlar, hayır olsun”
“Selamünaleyküm” dedi efendi
Hayran, hayran bakan gözlerden içre
Kalpleri deldi geçti, nefreti aşka döndüren sevgiyle
“el mehdi” tasavvurunda imanlar iman içre
Şakıyacak bülbüller, cami, havra ve kiliselerde

“Yat, yat uyu”, “uyu, uyu yat” çağını bilme
Yaşıyorum de, gecenin bir vaktinde uyku içinde
Gün ola, harman ola, rüyan hayır ola düşüne
Aydınlıklar nur içinde, nurlar efendiye köle
Soldan sağa, sağdan sola aydınlıklar içre
Terennümler yakışır, efendi küresele
Haydi, batıdan yürü, özgürlük kulağında küpe
Ayaklara halkalar takılır halhallar niyetine
İmzalar atılır barış adına silahların gölgesinde
Silah tüccarlığında başrol oynayan Helsinki'de
Sabaha daha çok var, rüyalarım var rüya içinde

Yılanlar akıllandı girmiyorlar aynı delik içine
“İnsan bu su misali girer kıvrım kıvrım her şekle”
Dilinde kemik yok eğrilmesin diye
Eğrilir diller, riyakarlıkla, yalanlar içre
Bahane bul istersen tanrı böyle yarattı diye

Hayır olsun dost, hayır olsun de, rüyam rüyadan içre
Seyrüseferdeyim, bir kölelikten diğer köleliklere

Marşlar söyleyerek yürüyoruz birlikte
Kalabalıklar var kalabalıklardan içre

Komutlarımız var değişmeyen ilkelerle
Bir sıra, bir sırra doğru, rap rablerden içre

09.11.2009 - İzmir