Tam da sararmışken arpalar,
İş çılgını günlere tırpan kurardık.
Ayakçak bağlardık.
Çömlekte çalkama,
Eşeğin heybesinde azık.
Yığının dibinde soluk ekmeği sofrası.
Deste altında gezen boduç.
Elimizi alırdı tırpan taşı.
Örsle çekiç kurulurdu kızınca gün.
Eski bir ustalık örsün başında tırpan ağzı ezerdi.
Arpa tarlasında buğday taneleri taşınan karınca yolları, oymakları.
Çatlayacağı güne büyüyen avare orak çekirgeleri.
Tilki topraklarında yavrularıyla uçan tilkiler.
Köpeklerin varlığına aldırmadığı tosbağa.
Tekir tepeleri evi bilmiş akbabalar.
Cançıktılarda uzayan çördük gölgeleri ve poyraz.
Dedemin kurduğu çatalı takardık dört desteye.
Mendilimde arpa kılçığı.
Tepelerin gölgesi değmişken anızlara, yığın taşlardık poyrazda...
Tırmığı tutan sarının bayramında yeşil ayrık.
Başakçımız aşağı çıkımda.
Beş kişinin elinde ve dilinde patosun terazisi
Tepede çıldırmış bir güneşle harmana düşülürdü.
Anadutlar, dirgenler sırımlı yerlerinden gıcılar.
Tüccar düzeni doyunca,
Kalırsa eleklerinde elenir borçsuz günlerimiz.
Saman yarının gölgeleri ay ışığıyla uzar.
Saat gibi motur sesiyle uyanır gölgeler...
Yabalarla yelsiz geceleri bekler boş samanlıklar...
Kış günlerine ahırlar...
Şimdi inip kalkan yabaların gölgesi kaldı ay ışığında, saman yarında.
21 Haziran 2014, Seyfettin Ceylan
Seyfettin CeylanKayıt Tarihi : 20.9.2019 21:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!