Pınarbaşına düştü yolumuz
Akıp akıpta boşa gidiyor suyumuz
Sulama yapıp kana kana içiyoruz
Ah Pınarbaşı’m, vah Pınarbaşı’mız
Pınarbaşı çok su veriyor kayasından
Üç kardeşin bir ablası
Yetmiş üç yaşında kaldı elinin kınası
Kendinden evvel öldü kocası
Ablama zor oldu koca acısı
Ablamın eli yüzü pırıl pırıl nurlu
Uyanınca can aş yemek ister sabah
Allah’ım, istemem olmasın rızkımda haram
Haram yiyenin alnında yazılı mor, siyah
Yarabbi utanırım, haramla huzuruna varamam
Allahtan isterim helâlinden kazanırım rızık
Derdimi anlayan var mı bilmem ki
Gurbet yedi bitirdi soldurdu beni
Hasta düştüm arkadaşım yatağım oldu
Gözümde tütüyor Bünyan’ın güzellikleri
Hayatta mı acaba dostlarım arkadaşlarım
Sakarya, Dumlupınar, Afyon, Çanakkale’de
Senelerce kahramanca savaştın buralarda
Şehit olmadın, kaldın gazilik unvanında
Altmış üç yaşında vardın Allah’ın huzuruna
Baba ben vefatında on üç yaşındaydım
Oğlum Alperen hasta istifra ediyor
Yavrum ateşler içinde yanıyor
Annesi babası başında üzgün duruyor
Allah’tan şifaya kavuşmasını istiyor
Oğlum Alperen hastalığına biz de üzüldük
Bugün geldim altmış iki yaşıma
Neler neler geldi ah benim başıma
Katık ettim ekmeğimi göz yaşıma
Ne anam kaldı ne babam hasret kaldım onlara
En güzel hayat çocukluk hayatı
Seherde dinledim bülbülün sesini
Aydınlığında güneş gibi uzat elini
Dudaktan dökülsün sevda türküleri
Ne olursun güzel al âşıklardan öğüdünü
Güneş doğuyor zordur aydınlığın yokuşu
Eline testiyi, güğümü alır kızlar
Çipilliye suya gider kızlar
Burnu hızmalı güzel kızlar
Delikanlıları yakan kızlar
Çipilli’nin suyu soğuk ve temiz
Yerde biten otlar gibi
Bahçelerde açan güller gibi
Çağlayıp akan seller gibi
Bana sevgi verebilir misin?
Vadide toprak gibi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!