Aşığım ben Bünyan’ım sana
Hayran kaldım çağlayıp akan Pınarbaşı’na
İç içebildiğin kadar doyamazsın suyuna
Aşığım ben Bünyan’ım sana
Yukarıdan akar Pınarbaşı’nın suyu
Geziyorum Bünyan’ın yollarında
Aşık oldum taşına toprağına
Ölümüne seviyorum basarım bağrıma
Selâm Bünyanlı hem şehrim sana
Kuruluşun haşmetli Bünyan’ın yamacına
Aş kendini kalmasın geri
Hükmet aklına gitsin ileri
Gerilmiş yay gibi fırlasın emi
Aş kendini kalmasın geri, emi.
Biz kendimizden daha emin olmalıyız
Baharda sıcak havalar gelince
Laleler, sümbüller, güller çaredir derdime
Altıntop'un dilinden dökülür bak şiirlerine
Kendinden geçer mest olur öten bülbüllere
Bağların bahçelerin çayır çimen olup serilir
Şan, şeref can bizde
Atatürk yeter bize
Kavuştuk hürriyetlerimize
Atatürk yeter bize
Atatürk başımızın tacısın
Ayhan Mutlu:
Oy birine birine…
İne bilsem derine…
Herkese hava atar,
Bakmaz yaka kirine.
Kudretine bir şey diyemem
Çöple seni kirletemem
Sana kötü sözle seslenemem
Suların bize azizdir Pınarbaşı
Sana dualar etmeyen
Cami-i Kebir Camisi eski bir tarih
Beş vakitte okunur ezan-ı şerif
Kitabesinde yazılı konuşuyor tarih
Zaman zaman camide okunur mevlid-i şerif
Caminin yapımı Selçuklulara dayanır
Bünyan'da akasyalar çiçek açıyor
Etrafına mis gibi kokular saçıyor
Vatanımın güzelliğini gördükçe
İnanın bana ruhum sesleniyor
Bağlarında çeşit çeşit üzümlerini
Sabahtan işiyin başındasın akşama kadar
Akşam oldu güneş ağır ağır batar
Sevgili güneş yolculuk nereye kadar
Geç kalma emi dağlardan kendini göster
Canım güneş sen dünyayı gezer görürsün
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!