Sen bana var olmak için gelmedin,
Doğuşların hükmünü sürdükmekti asıl niyetin...
Değiştirilemeyen gerçeklerinden hiç mi hiç söz etmedin...
Benimse yalancı dokunuşlar değil, yaralarımdaki yamamdır kasvetim...
Sen benim olmak için de gelmedin oysa,
Bilmeyeyim nerede olduğunu, ne yaptığını
Bilmeyeyim bensizliğe nasıl alıştığını
Duymayayım beni çağırdığını
Görmeyeyim bana baktığını
Cesaret fakiride bana
Ve öyle say beni ne âlâ
Öyle bir dönüş olmalı ki,
Anca koşarcasına beni aklar
Aldığım onca ahlar!
Kim bilir kim bilir,
Kaç kadın koynunda ben saklar
Şimdi işgal utançlarım silkilir,
Sözlerimin refakatçısı zavallı kalbimdir
Kanayan yaram ki bir ömre bedel kimsesiz azrail
Hayat o ki bir zar-ı yeke bel büktüren onursuz canidir
Bilekle kazanılan aşk ise ebediyen mabedime esarettir...
Şans-ı ilaver güler her dem insana bir kez
Sayıklamak uyumadan günlerce, satırları çizdirir
Anlamaktan yoksun mecburiyet, öyle sahipsiz kelimelerdir
Şiiri yazdırandan ziyade, yazan anlar en çok hükmünü
Dilindeki acı tadı geçirir, mürekkebin kağıda sürümü
Takâtsiz yaşam aralığında kaldı,
Çırpınışları dahi hiçe sayıldı,
Yüreğim ilk kez o gün sensiz kaldı...
Belki o da seni kalbine yazdı,
Belki o da sana gelmeye yelkendi usulca,
Buralara uğramıyor artık bilesin
Sokakları boş, yaz bitmiş, gelen gitmiş
Öyle inadından bu baharda, bu kadar yıldız
Öyle bezmiş canından yürüyen kerkenkele
Sokaklar ıssız, yaz tükenmiş, kalan da gitmiş
Buralar kafa dinler hep aynı mevsim
Değildir yüzü başkasına dönük,
Sonu gelmez bakışlar çıkmazında
O yüzdendir adamam ona kendimi
Manâsız tümceler peydahlanamaz bugün!
Alelâde, yüreğimce...
Önce aşık olur,
Sonra sevişirsin ya hani!
Ben hep önce sevişip,
Sonra aşık oldum...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!