Servete sarıldın, mala doymadan
Bir nefeslik ömrü hayra yormadan
Kabrin kapısında durup sormadan
Hazırlık yapmadan gidiyorsun sen
Nice kez geçtiğin bir garip mezar
Bir ağırlık var gökte,
Bir çığlık asılı kaldı sabahın ortasında.
Diller sustu, gözler yutkundu
Ve yeryüzü…
İçine çektı mazlumun feryadını.
Otururken kalkarken
Uyurken
Anlatırken
Yürürken,konuşurken
Her saniye,her dakika
Her sabah ve her akşam
Düşünceler içinde yorgun kalmişim
Neredeyse boğulmak üzereyim
Biliyorum çıkmaz yol oduğunu
Görmeyeli ne yapiyor
Ne yer ,ne içer,nerededir
Düşünmekten bitkin durumdayım.
Koşarak gelmişti yanıma
Sadece durup baktı
Oysa aylarca onu düşündüm
Bir an bile unutamadım
Lal oldu dilim
Bir kelime çıkmadıki ağzımdan
Yaslardan sonraki günleri duymuşsunuzdur,
Acı ve matemle geçer bir süre.
Söylesemde duymasın beni
Nasıl duyacaksın ki
Engel var dağlar kadar
Nasıl olduğunu bilmezdın
Bilmezdın beni
Tutkumu asla bilmezdın
Güneş gülümsedi etrafa
Ay göz kırptı
Doğa renkleriyle selam verdı
umutsuzluğa inat
Yinede iyimserliğe rağmen
yüzüne bakmadığım kim geçerse
yoldan
Gördüğüm boyunda kim varsa
burda
Sesi senin sesine benzeyen
kim varsa
Bir söz verirsen eğer
arkadaşına dostuna
sözüne bağlı olmalısın.
Ağırlığı yokmuş gibi ..
Dilde hafif söylenebilir belki,
Oysa kıymetlidir, ağzından çıkan söz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!