Secdeye vardım,
ama secdeye değil, ona düştü dilim.
“Rabbim” dedim,
neden her dua
tam kavuşacakken
yarım kalır?
Diktim gözlerimi sonsuz göğe,
Ama adım yoktu dualarda.
Ne bir melek tanıdı,
Ne de cinler farkında.
Cennette de özlenmişti,
Bir gül gibi ışıl ışıl,
Güzel, nurdan bir ışık…
Baharın renkleri gibi,
Hayatın neşesi,
Cennetten bir esinti olurdu
Bir koku yayılıyor cennetten bir sabah,
Renkleri senden almış bahardaki yaprak.
Gözüm neye değse sende kalır bakışım,
Yeşilin içinde sen, çiçeği sen, dalı sen.
Toprak doymuş yağmura, özlem ile ıslanmış,
Dünyada yâr bulunmaz,
Fırak her yana sinmiş.
Kavuşmak hayal olur,
Yol hasrete teslimmiş.
Duan yakar içimi,
Kaderde yok, başkasına varacak,
Düşünceden yanıp yıkılacağım.
Umudumuz Cennette buluşmak,
Dil susar, kalpler orada konuşacak.
Dünyada hasretle yanar yüreğim,
bakışınla şaha kalkar tüm adımlarım,
Uyandığımda gözümün önünden geçer anıların.
Kalbim, senin isminle çarpmayı seçti bir kere,
Nefesin olmasa da geçer içimden her gece.
Göründüğün günden beri kâbus çöktü üstüme,
Ey gönül, git rahmet yurduna,
Bağların, bahçelerin diyarına.
Orada mesuttur giden herkes,
Hüzün yoktur, dertler yarına.
Cam gibi parlaktır köşkler,
Bugün gün boyu çıkmadığın için aklımdan,
Bugüne "senin günün" diyorum.
Adın sessizce geçti içimden.
Kimse duymadı,
Ama içimdeki sesiz haykırışımdan titredim
Devran dönse
Yıllar geriye aksa
Getirir miyiz zamanı?
Ceylan, gölün başına gelir mi yeniden?
Ancak heyhat, ne çare...
Kesilen kol bir daha yerine gelmez
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!