Sahte Siyasete Açılan Kapı

Z Kuşağı’nın Şanlı İsyanı

“Yolsuzluk yapacağım!” der mi siyaset sahnesinde bir aday?
Sözüyle alay eden, yalanını saklamayan bir sahte yüz…
Ama belki de, yalanlarla süslenmiş gerçeklerin kendisinden daha namuslu.

2017’de Sırbistan’ın meydanında bir komedyen durdu,
Luka Maksimoviç…
Gülmek için değil, düzenbazların maskesini düşürmek için…
On bir aday arasında üçüncü oldu, ikinciyi kılpayı kaçırdı.
Oyların yüzde onunu aldı, çünkü halk usandı yalanlardan, bıktı kandırılmaktan.

Gençler haykırdı:
“Kendimizi yok sayan, akılsızca laflar eden, yalancı şarlatanlar istemiyoruz!”
Boş vaatlere, ucuz aldatmacalara kanmadık, ideolojiye, sınıfa, klişelere teslim olmadık.
Bu bir isyandı, eşi benzeri görülmemiş, Z Kuşağı’nın ateşle yazdığı bir destan.

Düzenbazların saltanatı yıkıldı,
Kendi çıkarları için halkı satanların maskesi düştü.
Artık yönetim, milleti değil menfaatçileri besliyor…
Ve gençler buna “dur” dedi.

Sevgi, merhamet, ahlak, namus, onur, şeref, haysiyet…
Vicdanın tüm kadim erdemleriyle donanmış bir lider arıyorlar.
Gerçeğin çıplak yüzüne bakacak, kazanmak uğruna ruhunu satmayacak,
İnandığı yoldan asla sapmayacak bir lider!

Bu, demokrasi tarihinin sarsıcı bir kırılma noktasıydı.
Ama Türkiye’de? Sessizlik, görmezden gelmek, suskunluk.
Dünya izledi, biz ise haber bile yapmadık…

İşte Z Kuşağı’nın şanlı isyanı böyleydi.
Karanlığı delen bir ışık, yalanları parçalayacak bir fırtına.