Beni görünce sözün vakti geldi dedin hareketlendin
Sanki sen yaşıyormuşsun gibi hep güldün neşelendin
Biliyordun, vaktini bekliyordun, bizi kabullendin
Huzura çıktın dedin. Bu benim son sözüm kabullendin
Bizi bir araya getirmek için, elinden geleni yaptın
Gidiyorum gündüz gece nice
Kemiriyor ömürden iki hece
Yaşam ve ölüm dahası nice
Anlamayana hayat bilmece
Gün yirmidört saat verilmiş bize
Yağmur damlaları birleşip yolunu bulmuşken...
Kar taneleri yere inene kadar birken, yerde diğer kar taneleri ili buluşurken...
İstikamet üzere hareket etmeye başlarken...
Bir iken neden ben değil de bizi, birliği beraberliği arar dururken...
Bir ve beraber olması gerekenler...
Sevk-i İlahi ile insanlara alemi gaybtan gönderilenler gibi bir ve beraber hareket etmezler.
Üzerine toz kondurmayız, esirgeriz, gözümüzden bile.
Anlatırız, hizmetlerini, meziyetlerini, insanlara misal olsun diye.
Çok gayret etmiştir. Yol uzundur, menzil Yeni Asya'dır.
İstanbul'a kadar gelir otobandan devam eder Edirne'ye...
Nereye gidiyorsun dendiğinde. Yeni Asya ya der.
Sonra bakar anlar ki! Hayıflanır. Yol levhası değişmiş diye.
Çanakkale'yi al. İslam'ı dağıt...
Çanakkale - Gelibolu - Cönk bayırı...
Türk, Kürt, Arap ve Acem...
İslam milleti!
Bir rüya, beni sakın uyandırmayın...
İçim geçmiş, karışıp bulandırmayın
Gözlerim, O'nun nurundan kamaştı.
Ne olur, bu rüyadan uyandırmayın.
Görmek istediğim; üç dileğim, isteğim.
Biz alırken mizana vurduk.
24 ayar altını nurda bulduk.
Bakıra talip olanlara sorduk.
Dediler biz hazıra konduk.
Emek olmadan yemek olmaz
Vatanım olsun dikenli çalı
Ben neyleyim o altın dalı
Benim ihtiyacım özgür çalı
Kafes altın olsa özgür olmalı
Vatanım! Hür olmalı
Araya araya buldum seni
Ellere veremem gayri seni
Benimle bir beraberdin hani
Ellere veremem seni seni
Sen bende misin ben sende miyim?
Başarmak için gayret gösterdik.
O'nun nimetlerine tefekkürle baktık.
Emrine amade olduk.
Bizi gönderdiği...
Ahiret tarlasında; ektik- biçtik.
Azmettik çaba gösterdik.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!