Rabbim Muhammed’i peygamber vermiş,
İnsanlığa rehber olsun diyerek.
Kemale erdirip O’nu göstermiş,
Karanlık çağlar son bulsun diyerek.
Mukaddes ruhlara aziz evlatmış,
Bir güzel gördüm ki gülden de beter.
İçimden uzanıp tutasım geldi.
Ona çarpan yürek eriyip biter,
İçimden sokulup bakasım geldi.
Kaşlar, gözler sanki yaban gazeli.
Bir insanlık serüveni ki,
Âdem’le Havva’dan başlamış
Ve kan sıçramış yuvalarına
Kâbil’in hasedinden.
İlk çığlık o gün atılmış
Ve ilk ağıt o gün yakılmış
İnsanlar gördüm soluk yüzlü.
Yorgun düşmüş çekik gözlü.
Ezilmişler belli yüzlerinde,
Kimi dertli kimi hüzünlü...
Kimi köle olmuştur işine.
İnsanlık nedir bilelim.
El ele verip gülelim.
Bozulan yaşama bakıp,
Artık gerçeği görelim.
İnsan olmanın gereği var.
Canı ıslak mendil gibi,
Azgın sele tutuyorum.
Sönüp giden kandil gibi,
Duman oldum tütüyorum.
Başa geldi türlü acı.
Balık ağlara düşer ya,
Zindan olur ona derya.
Dost bildiğin terk eder ya,
İşte öyle hisler aldık.
Her şey yolunda giderken,
Bir kuş gibi uçmak,
Çiçek gibi açmak,
İstiyorum çınar gibi,
Tutunacak dal olmak.
Güneş olup ışık,
Edalı bir ceylan gibi dolaşır,
Titretir dağları yerinden kadın.
Zorluklara göğüs gerer çalışır,
Çiçekler yeşertir terinden kadın.
Sanırsın peridir o masallarda.
Seni gördüm dün gece
Derin bir uykunun
Fulü kuytularında
Ve yürüyordun
Yorgun bir Ceylan gibi
Issız bir vadinin koynunda…
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!