Sonbahara dönen mevsimin başlangıcında yitivermişti yine zaman. Senin çekip gitmenle talihsiz bir yağmur yağıyordu kendisine bile faydası olmayan bereketsiz bir yağmur dökülmüştü senin ardından.
Gittiğin gün hani bu kentte yıkılmamıştı. Sadece biraz sıkılganlık bir kabına sığmama ruh hali vardı o gün. Ama kuşlar ayrılmıştı şehirden senin gibi, her sonbaharın başlangıcında. Ve sen gitmiştin eylül ortası sonbahar başlangıcı, arkana bile bakmadan
Son defa ellerimi sıkıp “Allahaısmarladık, belki yine görüşürüz.”
İki cümle iki kısa ama yaşamı kara bir deliğe dönüştüren söyleyip yitmiştin.
“Hoşça kal ve kendine iyi bak” umutsuzca dökülmüştü ağzımdan, sen ellerini kurtarmaya çalışırken avuçlarımdan.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta