Yüreğimizi yakar keşkeler,
Biraz üzüntü biraz pişmanlık...
Keşke yerine geçmeli; neyseler..
Kah teslimiyet kah aydınlık...
Gözümüz hep geçmişe bakar,
Hikayelerimiz nasıl da birbirinden farklı,
Kiminin toz pembe, kiminin katran karası..
Değişmez sanma, kimsenin alın yazısı
Elinden geleni yap, hayat dediğin mayın tarlası..
Belli olmaz insanın; sınavı nereden olur
Kahkahalarıma en yakından şahit olanlar,
Ben ağlarken nerdeler, hiç de yoklar !
Dert denizinde boğulurken ben, gamdan
Bir umut yeleği uzatmadılar be candan...
Ademoğlu yalnız doğar, adem kızı yalnız ölür.
Geleceği düşleyemedim,
Maziye dalmaktan.
Hayaller kuramadım,
Yaralarımı sarmaktan.
Hem yoldan, hem yardan geçtim
Nazarında ben, neydim ki evelden?
Hazandan gayrısı geldi mi senden?
Aramazken seni; buldun beni sen.
Kıyametim oldun ; Cenneti dilerken...
Titretirsin tenimi, en inceden,
Seviyorum, alacakaranlık yanlarımı
Gizleyemem ki kendimden, hakiki Nihan'ı
Oturup, konuşuyoruz onunla baş başa
Sohbetimiz pek de hoş olmuyor aslında
Dinlemek lazım kendimizi arada
Hüzünle dolup taştı
Ruhum, yüreğim
Sırtımdaki hançeri
Hiç mi hiç beklemezdim
Bizi dünde bırakmaya
Belli ki ettin yemin
Ne vakittir zihnimde
Evirip çevirip
Oynuyorum seninle
Tüm hesaplarımda
Eksideyim sayende
Aşk sizlere ömür
Sevilmeyince ben
Vazgeçtim sevmekten
Bıktım artık be azizim
Kendi hakkıma girmekten...
Dert tohumlarını içime ekenler
Adam değilsin!
Herkese yuvarlak köşelerin,
Bir bana sivri ha senin ...
Zıttımdın; tekamül ettim sana,
Benzerimi bekliyorum artık merakla
Sükunet istedim sadece
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!