Hayat güllük gülistanlıktı da,
Biz mi toz dumana çevirdik.
Yaşam denen yol dümdüzdü de,
Biz mi engeller koyup aşılmaz eyledik.
Geceler huzur doluydu da,
Biz mi kabusa çevirdik.
Her zaman değil
Hayatta birkaç kez
Aşk konar gönül pencerene
Tutmak istersin
İncinmesinden korkarsın
Kıyamazsın hapsetmeye
Başıboş gecelerin,
İpe sapa gelmez duyguları,
Şimdi gidin ne olur,
Gerçek değil sözler,
Sözdedir dökülen yaşlar,
Kanayan yürekler,
Kim bilir hangi gönülde mabedsin şimdi
Kim bilir kimin dualarısın
Kim bilir kimin yakarışlarısın
Kim bilir hangi gönüldeki mabedleri yıktın gittin
Kim bilir kimin dualarını olmaza çevirdin
Kim bilir kimin yakarışlarını görmezden geldin
iki şehir,
iki insan,
arada mesafeler kilometrelerce,
bir o kadar da özlem,
ne kavuşmak mümkün nede ayrılmak
bir (biz) olamadık!
Aşkı tattık,
Aşka inandık,
Aşka kandık,
Aşka kul köle olduk,
Aşk serhoş etti
Aşktan gözler kör,
Sevdaya boyun eğmiş,
Salkım söğüt misali kelimeler
Aşk yarin eteklerine yapışmış
Ağlamaklı bir çocuk gibi
Bırakma beni,
Kalamam der gibi buralarda.
Sahildeki kum taneleri gibi dertler
Ne sevinçler yıkadıkça,
Nede rüzgarlar kokunu getirdikçe
Bitirebildi kum tanesi dertleri
Sahilde çizdikçe resmini
Derlerdi ki bir gün gelir unutursun
Derdin ki dert etme sende silersin
Öyle değil sevgili, öyle değil
Sevda gönüle durmuştur bir kere,
Onlarcası sevse de yutkunamaz yüreğin
Sevemezsin kimseleri
Kapıldım seller gibi sana
Giderken bir meçhule
Sonu yok biliyorum
Sana giden yolların
Yine de yüreğimi
Yüreğine kurban ediyorum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!