Adam girdi içeri, buz gibi bir selam savurdu,
Karanlıkta kalmış bir köşeye, sırtı duvara dayandı.
İki şekerli, koyu demli bir çay istedi, garson, "Buyur dayı," diye söylendi.
Elde tabaka, parmaklar titrek, başladı kağıda tütün sarmaya.
Muhtar çakmağı, o eski yorgun ateşi yaktı, ciğerine dumanı boşalttı.
Bir yudum acı çay, bir fırt sıkıntı, gözler camda, takılıp kaldı uzaklara,
Sanki bütün memleketin derdi o dumanla çıkıp gidiyordu.
Ah, Günebakan! zamandan bezmiş,
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,
Devamını Oku
Güneş'in adımlarını sayar;
Gezginin yolculuğunun bittiği yerin,
O parlak diyarın peşinden koşar;
Genç adamlar tutkudan sararıp solar orada,




Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta