Rüya Burcu Şiiri - Yorumlar

Nesir kadar kurallı anlatıma serpiştirilmiş imgeler dikkar çekiyor.
İçeriği, amacı, yer verdiği sözcükler, imgelemler dikkate alındığında işlevsiz bir çalışma izlenimi veriyor.

ANTİPATİ ve DUŞ ETKİSİ

Pazarlamacılar ve reklamcılar çok iyi bilirler ki, eğer bir mamulün “albensi” var ise içeriği çok önemli değildir.
Millet içeriğini ve özelliklerini, yani tadını ve tuzunu, damak tadına uyup uymayacağını bilmese de en azından paketinin, ambalajının cazibesine kapılarak alır ve tadar. Böylece, en azından anaparayı çıkaracak kadar satmış olur. Sonradan ne satarsa kâr hanesine yazılır.

Girişte sıkıntı yok, ama ilk anda uyandıracağı bir tecessüs de yok gibi. Anlaşılmayanın gizemi olur mu?
Olmayan kapıdan mı gireceğiz, ışık geçirmeyen pencereden mi?

Gelişme kısmında, yani ikinci kısımda da öylesine bir kelime kullanıyor ki, ayıp mı, bence değil; günah mı, hiç değil…
Öyleyse nedir mesele?
Mesele tatlının içine limon sıkılmış, düşmüş sanki Türk kahvesinin içine bir kaşık tuz atılmış…

“Korkunun DÖLYATAĞINA belenir gidersin”

Belki de şöyle demeliydi:

“Piçliğin korkusuna” belenir gidersin”

Daha iyi olurdu gibime geliyor. Dedik ya, şiir dili, sadece yazan için değil, asıl okuyan için çok daha önemli. Gerçekten söylenmeyeni söylemek gerekirken, böylesi söylenmemesi gerekeni de söylemek, okuyucuda ANTİPATI uyandırıyor; DUŞ ETKİSİ yapıyor.
İkinci dörtlüğün ilk dizesinde film kopuyor. Artık göz görmek istemiyor. Algı, okuyucuya adım attırmıyor.

Bu da gösteriyor ki, şiirde her şey konu edilir, lakin dil, ifade şekli çok çok önemli. Demirca’nın yumuşacık yüreğindeki yağlar eriyip damlamazsa kimse de şiire nazar etmez.
Bizde bu ahvalde, nazar etmeyin deriz.

*
Çok kısaca şiirin muhtevasına değinelim.
Meleklerin gezindiği topraklarda omuzlarına bakmayacaksın. Sağda Melek, solda Şeytan… Ya Şeytan’a uyarsan…
Öyle ya, gönlün çeker, kalbin dayanamazsa…
*
Korkunun başa geldiği an. Vahşi suların coşkusuna kapılan yüreğinle bir korku dehlizine bürünür gidersin. Bundan geri, Kalubelaya vahşice gidişin yalnız olmayacaktır.
*
Rüya burcundansan, ateşten denizleri süratle aşarsın. Kendi alfabenle, yazınla yazgısını yazarsın. Bilinmeyen kaderini çizersin. Billurdan konvoyuna eklersin… Bebekler için “melekler” denildiğine işaret edilmiş olmalı.
Tabi rüya gibi bir an yaşandıktan sonra, hilkatin, yaratılışın gerçekleşmesi gereken anda, ayrıkotlarının yolunması, ruhunun yol olması, yolunması gerekir ki; güncelin sandukasında, ölümün kucağında, yok olup gitmesin, ayaklar altına düşmesin aşk…
Sandukaların olduğu yer, kümbetlerdir, türbelerdir. Türbeler de genellikle kubbelidir. Bu da hamilelik görüntüsünü hatırlatmakta.
Aşkın meyvesi…
*
Arada, üzüntü malzemesini; dert çile, ayrılık vs duygularını kullanan bir şairmiş.
Öfkesinde de son ana kadar sabreden bir tövbekâr gibiyim. Terk edilmiş gönlünden göklere yükselip kanatlanmak üzere olan rüyalara boşanan yağmurları anlat.

Bir rüyanın, bir hayalin hilkatinin ardından duyulan pişmanlıkla, terk edilmiş bir yüreğin melalinin yağmura dönüşen gözyaşlarıyla noktalanmış bir şiir.

Yanlış anlaşılma ve algılama var ise doğru bir anlatımın olmayışındandır derim.
Haddimizi aştıysak, şiirin içine girmekte zorlandığımızdandır derim.
Uzaktan bakınca bir kümbet gibi, yanına gidince kapısı pecesi örülmüş, girişe izin verilmiyor gibi.
*
Sürç-i lisanımız affola.

Hikmet Çiftçi
28 Nisan 2013

“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”

Kıymetli Şairimiz aslında bir hazine barındırıyor yüreğinde bana öyle geldi lakin hazinesini tam manası ile kullanamıyor. Rabbimiz biz onu bilelim tanıyalım diye kendisini mevcudata tanıttırdı.İzni ile onu bildik öğrendik.Zaman zaman şair ve şiir öyle anlaşılmaz oluyorki ancak şiirde olduğu gibi Kalubela, elifba Hilkat tövbekar ve benzeri kelimelerden anlıyoruz ki birşeyler anlatmak istiyor, lakin zenginliğini mucevherini bir kuyumcu edası ile işleyemiyor İşlese çok daha kıymetli bir sanat çıkar ortaya diye düşünüyorum,Sözkonusu kelimelerin bir ulviyeti var ve bu sebeple şairi kutluyorum.

Hüseyin bey hakikaten ne oldu antolojinin yorumcu şairlerine ..anam kıran geldi sanki hepsi birden yok olmus :))

Hayatımın imlası kaymış
Nasıl yaşayayım aşkı şahane
Asude bir ömür gerek
Sahrada ki dil-i suzana

( defalarca okumama rağmen ben bu şiiri anlayamadım ve lezzet alamadım )

gercekte.. antoloji.. oylesi nezih bir site ki.. ismine yarasir sekil de..

repertuarin da.. binlerce.. yerli yabanci.. sair siir barindirmakla kalmayip..
yeni yetmelere.. kendilerini ifade.. edebilecekleri.. tanitabilecekleri. platform.. insaa ederlerken..

bugune dek.. bu genis kapsamli.. siteye.. yonetimine.. calisanina.. kucuk ufak zuhurda.. bulunmadi.. ufak bir taltif etmedi ise.. kultur bakanliginin ayibi..

her gun mansetlerin de.. uc otuz paralik mankenlere.. sayfalar ayirirken.. surda boyle kultur sitesi var.. gelecege miras birakma istiyen.. der iki satir yazmiyor bu onun utanci..

Allah bin kere razi olsun.. yonetim.. siir adi altinda yazinin.. niteligini gozden gecirip.. iyi kotu ayirt etmeksizin.. gune dusurup.. biz yorumculara kusursuz hosgoru ile soz hakki taniyorlar..
ancak.. sair iddiasi ile yazmiyorum.. ben kendimi bu sekil de ifade edip.. rahatliyorum.. diye dusunen.. edebiyatseverin de.. siirin sayginligina halel getirmemesi gerekir..

bu nedenle.. biraz daha ozveri.. biraz daha ozenle yazilmali.. musvettelerimiz.. sinei millet affetmez..

dun iki cobani meth ettim..nazar degdi.. gece kacmislar..

bugun sagmali ve kisirla kalakaldim..

ikisinin de icerde alacagi yok.. onceden pesin almislardi.. nitelik
bedeli boyle agir..

bari haber verseler de onceden adam bulunsa idi..

insanlar bozuluyor.. siir bozuluyor.. yorum bozulmus cokmu..

metihten korkuyorum.. nazar deger yarin gunun seckisin de sair dupeduz soverse diye.. beterin beteri var.. buna da sukur..

bu vesile ile de.. bu enfes secki sebeb kurulu kutlarim.. iyiki varsiniz.. iyi ki varim.. bi tane bile yorumcu kalmasa.. bir cigibaytlik paketimin son damlasina dek.. siir de daha iyi daha guzeli bulma adina.. mucadele verecegim.. saygilar.. kalem daim saygilar..

bizler sura da.. kendi halin de.. siire kiyisi kosesinden bulasmis.. edebiyata gonul vermis insanlariz..

kalkip kimseden yunus olmasini.. nazim akif kisakurek pirsultan veysel olmasini beklemiyoruz..

ama edebiyata bulasan bir insanin.. agzindan cikani.. kulaginin duymasi gerekir..

gayri ahlaki buldugum.. ana sayfa da.. ismim gorunsun.. telasi ile.. gunu birlik.. gecen hafta sildigi yuz adet zirvasini bugun yine ekleyip..

akli sira.. ismimi gorup.. okuyacaklar.. bende sair olacagim.. dusuncesine
saplanmis.. bir zevata gore.. boyle bir iki karalama ile piyasa yapan.. bireye gercekten saygi duyarim.. her zaman derim az olsun.. oz olsun..

ama mantiksizca.. sanki.. omzumuza bakmaya.. yada kulagimiza.. ense kokumuze bakmiya calisiyoruz da..

bakma diyen kendisi degilmis gibi..

bizim kalbimizin bahanesi oluyor..

illa kalbimiz.. omzuma bakacagim diye bahane uretiyor..

ve.. eger.. kalbim bahane uretir.. omzuna bakmakta israr ederse.. korkunun dolyatagin da kaybolup gidermisiz..

eger.. antoloji de.. ismi.. me ile baslayip.. soy adi.. bi ile baslayip oga ile biten biri yazmiyorsa bunlari ki.. bir sairir bir siirine bakayim.. diger siir tinlerinden kim yazmis kolay cikaririrm.. eksperim ben svap uzmaniyim.. kagidi koklayim.. sairi kokusundan bilirim.. yazi karekteri tahlil eder.. muellifini bilirim..

siir olsun.. ustune kara carsaf kapatsinlar.. gozumu baglasinlar.. el yordami siirmi degilmi bilirim ben..

buradan veba salgini varca kacar insanlar.. su tur zirvaya.. siir muamelesi cekilirse..

kaldi ki.. dunyanin en ipe sapa gelmez zirvasini sacmaligini bile..

gercek sair.. kulaklari oksar.. musikiye..

ritm ahenk temposu ile..

bib bab bub.. bamburleydi bamburleydi.. cap cup.. cap cup.. gibi..

onu dil egzersizi.. yapilacak.. bir bonbon sepetine..

onu dilin gezdirilecegi.. sokela fontanina cevirir.. gercek sair... siz kimi kandiriyorsunuz..

boyle giderse.. gozu kapali.. karnindan konusan vantrolokumuz..

o.. o.. yurege saglikcimiz peros dahi.. uyanir siir olmadigina..

sonra tarihci nauma dahi kurtaramaz sair olduguna.. siir olduguna ikna edemez..

bu vesile ile de.. kulak kivrimlarima kadar.. gulduren..

bu.. bu.. dalkavuklugun.. saray da krallara mahsus bir gosteri olmadigini hatirlatan..

ve ayak parmaklarimla dahi.. tabanlarina vurarak alkisladigim.. ve diz kapaklarim sisercesine.. duygu girdabi kayboldugum..

bu tualet kagitlarina basilmak sureti ile..

insana her zaman yakin durmasi gereken.. calismayi.. butun kalp yurek tur ic organlarim.. ve dalaktan kutluyorum..
tebesir daim olsun saygilar..

siir kavraminin ancak bu kadar ici bosaltilabilir..

zirva ve safsata sinirlari.. alabildigine zorlanmis..

hor gorulmek.. horlanmak.. sairin yazgisi olmali..

sair kendisi ile alay edildigi.. dislandigi.. kucumsendigi.. oran da.. eyleminden.. yazdigi yazidan haz alabilir.. gorusunu savunan..

bu bir sey yazmis olmak amaci ile..

bari hic degilse.. manevi degerler uzerinden.. yuklenmemis.. yazi muellifini kutlar..

edebiyat parametrisini asagi cekmekte ki.. ustun yetenegi karsisi.. agzim bir karis hayretle acik..

bu kadar sallanabilir.. bu denli basibos yazilabilirdi der.. saygi ile dugmelerimi iliklerim..

iyi ki varsiniz.. coktandir boyle eglenmemistim.. bu cagdas beberuhi.. bu cagdas kavuklu tavriniz karsin da hayran kaldim..

yurekten.. alkisliyorum saygilar.. oldunuzse rahmet dilerim.. yasiyorsaniz da.. saygilar..