Sabahın alacakaranlığında aynaya bakıyorum.
Ruhum kırık, yansıyan yüz yabancı.
Geçmişin tozlu yollarında kaybolmuş bir gezgin sanki.
Her kırık parça içimde yankılanan bir çığlık.
Bir pişmanlık, unutamadığım acıların anısı.
Ben zamana yenik düşmüş bir kaleyim.
Duvarlarım çatlamış, burçlarım yıkılmış.
Ama hala dimdik durmaya çalışan bir savaşçı.
Hatırlıyorum o günleri.
Neşeyle kahkahalar attığım, umutla baktığım çocukluğumu.
Şimdi o çocuk çok uzaklarda.
Sisli bir anı gibi, sanki hiç yaşamamışım gibi.
Gözlerimdeki yaşlar dinmeyen bir sağanak.
İçimdeki yangını söndürmeye yetmiyor.
Her damla kalbime saplanan bir hançer.
Ruhumu kanatan bir bıçak gibi.
Ben dipsiz bir kuyuya düşmüş gibiyim.
Karanlık, soğuk ve umutsuz, çıkış arayan bir mahkum.
Ama biliyorum, en karanlık geceden sonra şafak söker.
En derin yara zamanla iyileşir.
Küllerimden yeniden doğacağım.
Daha güçlü, bilge, cesur bir şekilde.
Ruhumun kırık aynasındaki her parça benim hikayem.
Her çatlak bir ders, bir tecrübe.
Beni ben yapan o eşsiz mozaik.
Ve bir gün, o kırık aynadan yansıyan ışıkla karanlığı aydınlatacağım.
Ruhumdaki kayıp çocuğu bulup ona umut vereceğim.
Ruhumun kırık aynası benim gerçeğim, benim gücüm.
Ben onunla yeniden var olacağım.
Yeniden sevecek, yeniden doğacağım.
Kayıt Tarihi : 19.8.2025 00:09:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!