Ruhun Yakarışı
Ruhum arşa yükselmek istercesine feryat ediyor.
Martıların çığlıkları eşlik ediyor gökyüzünde.
Ben yine huzurun peşinde koşuyorum adeta,
Benliğimi bulmak istercesine, daha da yalnızlaşmak.
Kaybolmak istiyorum buralardan, yok olmak istercesine.
Neredeydi bu huzur denilen duygu, nereye gizlenmişti?
Gökyüzünde arşa mı yükselmişti ki niçin bulamıyorum?
Denizlerde yoksa okyanuslarda mı saklıydı, bulamıyorum.
Ruhum “huzur, huzur” diye bağırır durur karanlıklarda,
Ben ise çıldıracağım, huzuru bulamadıkça yeryüzünde.
İnsanlardan kaçar oldum, yaş aldıkça sanki.
Aradığım huzuru bulamadıkça araftayım adeta.
Yüce Allah’a yönelmek isterdim, dağlara çıkar gibi,
Kalbimle feryat edercesine, çaresizliğime sığınmak.
“Deli misin?” diyorlar halimi görenler; ne anlatayım ki?
Nasıl anlatılır ki kendimle olan bu kavgam?
Daha kendim çözememişken hayatı, insanları,
Kendimin kendimle olan kavgasını kime anlatayım?
Ruhumun ıssızlaşmasını, bu denli ağlamasını,
“Çözmeye çalışıyorum” desem, inan deli derler bana.
Zaman zaman kendimden bile kaçasım gelir.
Durduramam içimdeki benliğimin sesini, konuşmalarını.
İsyan edesim gelir, çaresizliğime, kaybolmuşluğuma.
Ruhum bile arşa yükselmek ister benden kaçmak için.
Sessizliğe bürünesim gelir; işte sırf bu yüzden.
O karanlık gecelerde ellerimi semaya açarım,
Yüce Allah’a fısıldar gibi dile getiririm sessizce.
“Yolumu göster, huzur ver, kalbimi onar” derim,
Her solukta umut ararım, her nefeste sükunet.
Kelebekler uçar yüreğimde, kuşlar cıvıldar dallarımda.
Geçecek dertler, kalmayacak tasa;
Çiçekler açacak gönül bahçemde, daha parlak bir sabaha.
Ve kalbimde hâlâ bir kıvılcım yanıyor:
Her karanlık gecenin sonunda bir gün doğuyor.
Ve fısıldıyorum kendime, usulca:
“Sabret, Derim kendime… Her fırtına diner elbet.
Her kırık dal yeniden yeşerir,
Ve sen yeniden gülümseyeceksin ışığınla.”
Kayıt Tarihi : 10.6.2025 14:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!