Eskimiş bir ben duruyor karşımda. Yıpranmış,kullanılmış,paslı bir yüz var aynamda.
Yılları yolları ve yaşları çift dikiş geçmiş biçare yüreğimle;
beynimin çığlıkları beliriyor gözlerimde.
Kelimelerim, tozlanmış kitaplar arasında anlaşılmayı bekliyor.
Dünde,bugünde ve yarınında karanlığı kucaklayan kalbim umutlarını ısıtmaya çalışıyor bir mum ışığıyla.
Bir bebeğin gülümsemesine tutunuyor nefesim.
Geçmişin izlerini temizlemek isterken karalayan hafızam mısır püskülü edasıyla karma karışık çıkıyor tekrar karşıma.
Bir deniz bekliyorduk. Duvara çarpıp ölmesi gibi
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem
Devamını Oku
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem