Biliyorum, incecik bir duvar gibi duran bu yalnızlık kalın
Üstüne üstlük esmer bir esinti gibi kavurucu
Rüyadır desem, yalan, bu gerçek, doğan güneş kadar
Bir döngünün son demi gibi ıssız ve yalın
Ne zaman yıkılır da biter diye düşünmek anlamsız
Bir de özledim
Kayıtsız kalınmış her anın direncinde yenik
Ve sefalet içinde gözlerine düşkün
Kısırlaştırılmış bir döngü içinde sessiz
Biliyorum adım atmasam sana
Binlerce yılım öfkeyle saldıracak bana
Yağmurun kısraklığı yoruyor toprakları
Ve içime işliyor her bir damlası.
Ucu belirsizken bu gecenin kıyısı,
Yoksun ya,
Bitmez bu karanlığın vardiyası...
Bir düş kurduk
düşümüzü kırdılar
orta yerinde bir rüyanın
Rengimizi çaldılar
Rüzgarımızı yaktılar
ve külü ile sıvadılar güneşi
Yaşamak bize düştü,
Nerde varsa bir bıçak
Kemikte dolanan;
Hasretler içinde baktık.
Özgürlük hep yalnız kaldı,
Bir yaşamak istersen,
Güne uyanmak yeter.
Bir mutluluk istersen,
Aynada tebessüm yeter.
Zaman istersen sonsuz,
Yani şimdi biz yazsak ne olacak,
Ne olacak biz yazsak satırlar boyu.
Ne gülün yüzü gülecek mevsim bahar olsa da,
Ne de bülbül dile gelecek gül dalına konsa da.
Yani şimdi yazsak bize ne olacak,
Bu gün de seni özledim,
Uyanır uyanmaz.
Uyanır uyanmaz,
Sen düştün aklıma,
Bir sigara yaktım.
Uyumaya çalıştım tekrar,
Üstelik bütün buluşmalarımız
Akşam üstlerine denk gelirdi
Sen işten çıkardın
Ben kapı pencere beklerdim seni
Sen gelirdin ardından akşam gelirdi
Bu mektup sevgiliyedir,
Köşesi ateşe maruz kalmış
Kelimeleri cehennemden çıkma.
Bu mektup sevgiliyedir,
Yarım kalan nağmelerin tamamlanmasıdır
Yarım kalan bir ömrün yarısında ...




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!