Önce bakır ustalığını
Arkasından da kilim ve halı dokumacılarını yitirdik
Terk edilmiş ahşap dükkanlar da
Sonra demircinin
Arkasından da kalaycının ipini çektik zaman darağacında
Yetmedi
Haydi açık edeyim
Belki divane
Belki de deliyim
Belki günahkar
Belki de cürüm sahibiyim
Belki adap bilmez
Bak söylemedi deme
Adam olunmuyor
Bir fırın ekmek yemekle
Denemesi bedava
İstersen git fırına
Selamımı söyle fırıncıya
Niye bana soruyorsun
Her şeyi Hilmi
Halbu ki ezilen sendin
Burnu sürtülen sen
İhanete sen uğramıştın
Bilirim sırtındaki hançer izlerinden
Sen koklamaya kıyamdığım
Sen ki yere göğe sığdıramadığım sen
Sen yıldızları başına
Güneş ve ayı kucağına yığdığım sen
Sen ki denizleri altına döşek
Semayı üstüne yorgan yaptığım sen
Şaşkınlıklar içinde
Biraz sendeledim haliyle
Biraz boşlukta kaldım
İlk nekahet dönemlerinde
Gözümü kapatmasam da
Sevgili Hilmi
Sen çayı yalnız iç bu gün iyisi mi
Hem erken uyur
Hem biraz dinlenirsin
Belki gelsem geri dönemem
Ben dünden beri pek iyi değilim
Her zaman güneşli mi olur sizin bu şehriniz
Denizi dalgasız
Dereleri berrak
Seması dumansız ve issiz
Pare pare oldu yandı ciğerim
Uğraştım didindim yokmuş kıymetim
Döndüm divaneye harap hallerim
Söylerim anlamaz ağlarım bilmez
Sırtıma sarılı dağların yükü
Diyorlar ki
Sene bin dokuz yüz yirmi sekizde
Yapılan harf devrimiyle
Koca bir milleti
Cahil ettiler bir gecede
Şöyle düşününce
Üstadım, çok realist ve sosyal içerikli, duygu yüklü şiirleriniz var. Adeta insanı alıp, içine çekiyor ve o atmosferi yaşatıyor.