Ramazan Yazıları 2 ‘’Hikmet Amca’’
Şiir ve Makalelere yazdığım yorumları eksik okuyanlar yani okuma bilmeyenler, bazı şeyleri yanlış yorumlamalarından bizi sorumlu tutmaktalar. Siz sormadınız biz de yazma gereği duymadık. Yoksa zannedildiği gibi bir gizem sevdasında değiliz.
Ankara’nın Demetevler semtinde bakkallık yaptık yıllar öncesi. Baba mesleği idi, hiç mecburiyetimiz yokken sürdürmek zorunda kaldık. Kelimenin içeriğinden midir nedir, baktık kaldık. Hani, bak ve kal anlamında. Bir yazımızda da dediğimiz gibi, başarılı olamadığımızı buradan anlamışsınızdır zaten.
Dağarcıkta biriktirdiğimiz her şey bütünüyle anlamsız değildi elbette. Mesela bir ekmeğin ya da süt ürününün hangi şartlarda bize ulaştırılması gerektiğini öğrenmiştik. Lütf-i ilahidir ki, nakil sırasında üründe meydana gelen bazı zararları telafi etme becerisi de kazanmıştık o sıralar.
Sabırlarınızı zorladığımızın farkındayız. Efendim, Ramazan aynı zamanda sabır ayı değil midir.
Diyeceksiniz ki; Bir Hikmet Amca başlığı attın, bakakaldığın günlerle kafamızı şişiriyorsun.
İşte Hikmet Amca ve ‘’Hikmet’’in ta kendisi.
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı