Ben dervişim dersin dava kılarsın,
Hakk’ı zikretmeye dilin var mıdır?
Kendini gör, elde sen ne ararsın?
Hâlâ hâl etmeğe hâlin var mıdır?
Dertli olmayanlar derde yanar mı?
Be yarenler be kardaşlar
Gör neyledi zaman bizi
Gözüm yaşını akıttı
Sel eyledi zaman bizi
Can nice ayrılır tenden
Bilirim Bilirim Dersin Bilene Danış
Danışan Dağları(Hey Dost) Aşar Mı Aşar
Danışmadan Yola Çıksa Bir Kişi
Akıbet Yolundan(Hey Dost) Şaşar Mı Şaşar
Cahile Irak Ol Kamile Yakın
Bir aşkın deryasın boyla
Kıyısı öte mi dersin
Bir gerçeğe hizmet eyle
Emeğin yite mi dersin
(Erol Parlak)
Eğer farz içinde farzı sorarsan
Yine farz içinde farzdır musahib
Dört kapıdan kırk makamdan ararsan
Yine farz içinde farzdır musahib
Musahibsiz kişi ceme gelir mi
Yol içinde yol sorarsan
Yol Muhammed Ali´nin dir
Yetmiş iki dil sorarsan
Dil Muhammed Ali´nin dir
Kani bizden evvel gelen
Yönümü dönderdim Sarı Sultan'a
Ali muradımız vere sabahtan
Yüzümü süreyim Seydi Battal'a
Münkire Zülfikar çala sabahtan
Bülbül de bahçede gülşene kondu
Yörü bire Çiçek dağı
Sende suna boylum kaldı
Hep kuşların dönüm çağı
Bülbülüm goncası soldu
Bakarım ki yar gelecek
Yürüyüş eyledi Urum üstüne
Ali nesli güzel İmam geliyor
İnip temenna ettim güzel destine
Ali nesli güzel İmam geliyor
Doluları adım adım dağıdır
Zahir batın On'ki İmam aşkına
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
Pirim nazar eyle şu ben düşküne
Aman Şah'ım mürüvvet deyü geldim
Bakmaz mısın cesedimin narına
"Şu ellerin taşı, hiç bana değmez,
İlle dostun bir tek gülü yaralar beni !"
Kalleş hızır
Breh breh