Paydos zili çoktan çalmış dolaşıyorum ıssız sokaklarında
Sönmüş şehrin ışıkları alışıyor gözlerim zifiri karanlıklarına
Rengini vermiş mürekkepler ismini taşlara kazıdığım çok dert olsa gerek
Beş köşeli yıldızından tutuklu gönül devrimi aşkların
Kurşun kalemlerin tükenmişliği uğrunda sevda nehirleri gibi akan
Dil yarası sözlerden başka ne kaldı
Kaç ömür çürümüşlüğüdür aynaları yakan zamana
Yokluğundan aşka.
Arama adımı sorma… Kanatma ifşa etme yaralarını
Mazileri anışım dalışım olmayacaktır dönüşüm
Son hesabı da ödedim kapattım defterlerini
Arşivler solgun yapraklarına bağlasın örümcek ağlarını
Derin izler barındıran eserlerinin göz kapağından öpsün
Varsın olmasın biçare umutsuzluğunda adım
Yol düşkünü kervanına sayılmasın aşkların.
Yârin al yanağından başka her şeyde ortak
Hala can çekişen
Şeyh Bedreddin’in ipinde sallanan bedenleriz
Ne şairim aladan ne de bezirganım
Dökülüyorum paramparça
Bin sevdaya bedel bölünmüşlüğünden ah…
Tek parçadır yüreğim.
İsterim elbette ki bende!
Güzel aşk öykülerine gebe lirik şiirler yazayım
Yağdırayım göklerinden bulutları ak sütünden sağdırayım
Damıtılmış öz suyu damlacıklarından aşılı fidan
Işıltıları yeşilliklerin güneşine has
Süzülerek safkan gökyüzünün altında
Okşanan rüzgârın ahenginde dansı süsleyen saçların
Göz rengin banarak
Yârin al yanağından gayri her şeyde hak
Tek seni anarak.
Kayıt Tarihi : 19.4.2024 13:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!