Horozlar duyar sesini esneme öyle,
Ovuşturma gözlerini, içerim esir kalsın.
Tarama saçlarını ay kıskanır ipeği,
Yollar uzar bakma öyle enginlere,
Sen bilmesin ırakları,
Öteler sana uzak, bana yakınken doğu,
Dağlar bana sırdaş, ovalar bana züldü.
Nerde ulur çakallar,kartallar neden yüksek uçar,
Eskimeden anılar bir çevir sayfasını;
Zeytin yaprağı alırdı sıkıntıyı.
İncir gövdesinde kaşıntı,
Kirazdan bal damlamaktayken dünya,
Üzümler çürüdü, aralıkta beklerken ölüyü.
Hurmalar yetim kaldı dallarında,
Tüm ağaçlar ağladı, ben giderken mezara indirdi ölüyü ellerim.
Sen bilmezsin bunları.
Sadece gözlerin kadar sabit, ellerin kadar soğuk bilirsin gölleri,
Kaldırımları anlattırma bana ne olur.
Çamur kokan diplerinde, yıpranmış yüzlerinde,
Uzar gider kıvrımlar çiğneyeni belirsiz.
Sana gelmeyen sokakları neyleyim.
Bırak patikasız kalsın yolların.İz sürmesin avcılar.
Kayıt Tarihi : 27.5.2009 09:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!