Parmak Ucunda, Aşkın Tezgâhı
Önlüğünü takmıştı kadın, serinceli bir yağmur sabahında.
Kokuyu içeri davet etmek ister gibi, penceresini açtı mutfağında.
Portakal kabuklu ıhlamurdan yükselen buhar,
tarçınlı elmalı kurabiyenin yerini almayacak kadar naif.
Bu yağmur... bu yağmur... bu kıldan ince
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik
Devamını Oku
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik



