Özlemin Sessiz Öğretisi
Özlem, insanın içindeki en sessiz yangındır.
Dışarıdan bakıldığında hiçbir iz bırakmaz;
ama içeride, kalbin en kuytu köşelerinde yanar,
sessizce dönüştürür insanı.
Kimi bu yangında yanıp kül olur,
kimiyse küllerinden yeniden doğar.
İşte bu yüzden özlem,
sadece bir duygu değil;
aynı zamanda bir yolculuktur.
Var oluşla yok oluş arasındaki o ince çizgide
özlem, kalbin neyle beslendiğini gösterir.
Çünkü insan özledikçe,
kendi içindeki boşluklarla yüzleşir.
Bazen birini özlerken,
aslında kaybolmuş bir zamanın peşine düşeriz.
Bazen bir mekânı,
bazen bir anıyı özlerken,
ruhumuz kendi eksikliğini tamamlamaya çalışır.
Özlenen şey, çoğu zaman karşımızdaki kişi değildir;
asıl özlenen,
kendimizin o kişiye yakınken hissettiği hâlidir.
Özlem, insana sabrı öğretir:
Sabırla beklemeyi,
sabırla sevmeyi,
sabırla büyümeyi…
Ve belki de özlemin asıl sırrı
tam da burada saklıdır:
Bizi sabırla yoğurup insan eden,
içimizde olgunlaştıran gizli bir öğretmen oluşunda.
Her özleyiş, insana
hem yoksunluğu
hem de değer bilmeyi hatırlatır.
Ne kadar uzağa giderse gitsin sevdiklerimiz;
ne kadar yakın olursa olsun dokunamadıklarımız…
Hepsi, özlemin diliyle konuşur.
Ve biz, bu dili öğrendikçe kendimizi tanırız.
Çünkü özlemek, aslında bir başkasına değil;
insanın kendi derinliğine yazılmış
en eski mektuplardan biridir.
Suskun Adam Zeynep
Kayıt Tarihi : 26.8.2025 15:34:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!