Harcanmış anların kıyım koltuklarında vakit kış, dudağımda ıslak bir öpüş
Yankılı odalarda sensizliği dinliyorum, üşüyen gövdemin alazında yangınlar
Kendi masalımın tabakasında anılar, kimi düşselim, kimi melankolik bir düş
Aşk yüzüyor sarı denizlerimde, birikti seven yüreğimde sevgi/li/ye mektuplar
Buyruklarla bükülü endamlı ruhumuzun ipeksi yollarında yürürken korkularımız düşlerimizi kovalar ve tanımadık bir el sürekli ruhumuzu okşar. Yaşamın merkezidir korkular, bunun için gönlümüzde oynaşır ışıklar. Bizler gün ışığına yürürken, renkler geniş ovalarımızda inadına birbirini konuklar. Günler devrilir peşi sıra, aşk, sevgi ve sevda bedenimizi yontan, kemiren bir akrepçe o yaşanası yollarda bile gözlerimizin kapanmasını bekler.
Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;
Devamını Oku
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?
Değil,
Vallahi değil;