Vefa elde kor bir ateş, esrarını çözen tutar
Sabrı zehirden de acı, meyvesini bilen yutar
Aç bağrını esen yele, selam eyle İsrafil'e
Gönül köprü, sırat nice , tâ özünde seven uçar
Sitem etme bana n'olur
Vefayı ben sende bildim
Gece doğar, gün kaybolur
Ben seni hep güzel sevdim
B'aşka sanıp sınamadım
Dua iklimine b'ulaştır ellerini
Ay'yüzün yıkasın gecenin esmerliğini
Misk-i amber kokunu sür içindeki sızıya
Ses'sizce topla şu göğün mavisini
İhrama bürünen gözyaşın ıslanmasın..
Nice bahar mihrabında el bağladık
Hazana meftun sol/arken ömür..
Bulutlardan habersiz çokca ağladık
Bir hayatta insan kaç defa ölür
Sevda yanığı, makberin sükut halidir sinelerde..
Ateş dersin buz kesilir , güneşi s'üzer gölgelerde..
Her derdime koşanım
Gözpınarlarımda coşanım
Sol yanımdaki ağrım
Çocukluk çağım
Gönül dağım
Kan bağım
Dua hatmine durduk seher vakti kuşlarla
Zincire vurulmuş ne kadar umudum varsa kırıldı bir bir
Zamanın zihnini ısırdı sükutum
Gök ağladı, ellerimden söküldü kir
Isırgan otu sürülmüş gibi gözlerime
Haykırdım dağlara, kirpiklerim kıyamda
Dil ucu, peltek sevmeleriniz yok mu
Şizofren duygularınızın sığınağı
Beş para etmez ciğeriniz!..
Biz sevgimizi yüreğimize işlemişiz
Aşk dilenip, arsız düş'ünce pazarında
Egolarınızı okşamalarınız kaç para!!
Silinecek birgün
Hatıranda ne varsa
Zaman zaman kaybolacak.
Kıyamadığın
Sakındığın
Acısını yüreğinde taşıdığın
Matematikçi değilim..
Kırılan kalbin iç acılarının toplamını hesaplayamam
Şair değilim
İncinen hislerin gözyaşlarını dizelere dökemem.
Fizikçi değilim..
Kalpten kalbe olan çekim gücünü çözemem
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!