Sevgide saflığın, kundağa sinen kokun
Minicik ellerinle koca yüreklere dokun
Kuşlarla şarkı söyle,
Bahar dallarıyla dans et..
Bulutlarla dilek tut
Damlaları anne yüzüne d/eğmesin
Yanağında gamzesi, cilve eder naz eder
Öyle mahzun bakar ki yüreğimi yaz eder
Ay süzülmüş yüzüne, endamına sözüne
Küstürmeye hiç gelmez, yargısız infaz eder..
Dünyanın şah damarına
Saplandı zemheri kılıcı
Yandıkça yandık narına
Ah susmalar can alıcı
Yurdum yerle bir edildi
Hoyrat bir rüzgâr eser , kırılır naz çiçeğim
Gözlerimden a'kanı taşıyamaz yüreğim
Mütercimi lâl olmuş, hüzünbaz sözlerimin
Can darda, döş harda, sessizce göçeceğim.
Senin şehrin bayram yeriyken
Benim gökyüzümü kurşunladılar
Hiçbir söz avutmaz sızlayan yanlarımı
Hiçbir şiire bulaşmam artık
Yavru serçe gibi kırdılar kanatlarımı
Hangi bahara meyledeyim şimdi
Üşüyen susuşların mahremini bozdu Eylül
Bir leylin yakamozuna kıvrılmışken hatıralar
İnsafına döşendi siyah gül..
C/an kaybından dönen muhacir kuşlar gibi sen/deledim,
Sendeydim,
Kar tanesi yalnızlığı ölüm
Çoğu zemheri, azı bahar
Güneş vursa üşür gülüm
Solup giderken hayatlar
Suküt çizer gözlerimi
Gelincik çiçeği gibi büküp boynunu
Hoyrat ellerden merhamet dileme
Çekip bulutlardan hayat suyunu
Gözünde baharı kışa bileme
Düşüp gönül uçurumundan ufalanırsın
Sizin de can evinden vuruldu mu gülüşünüz
Kara bulutların bağrına asıldı mı umutlarınız
Gözlerinizden gurbet incilerini silerek,
Kırgın kuşların kanatlarına sürdünüz mü
deva diye..
Gelmeyeceğini bile bile
Vefasızlığını taşıyamaz oldu kervanlar
Kumlarda çentik açar gözyaşların izi
Kirpiklerini dövdükçe sarhoş fırtınalar
Elleri yana düşürüp büktürür dizi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!