Kolumda ki saatin tempo tutması gibiydi
Ve neden kaçtıkça akrep ardın sıra gelendi?
Duyduğum sesin içinde bir ses, barındıracaktı bir şeyler
Bir yörüngesi vardı belki ama nihayetsiz kalacaktı ritimler
Sen gün görmemiş kadın;
Sen denizlere kapı komşu,
Fırtınalı limanların davetli misafiri.
Sen bozkır akşamlarını
Ay ışığında seyretme imkanına erişememiş kadın.
Bu vakitlerde yağar yağmur
Islak ıslak sağanak sağanak
Kirletilmiş kenti, kirletilmiş sevdaları
Bir bir arındırmak için yağar
Yağmur diyorum yağmur
Yüzümde iki ayrı yüz var
Hüküm giymiş iki sanıktır
Yüzümde iki ayrı yüz var
Ne yabancı ne tanıdıktır
Gölgesinde soluklanan yolcular var
İnsanlar günlük işlerin hengamesine öyle bir kaptırdılar ki kendilerini; gülmeyi unuttular.
Yaşamak için didinirken yaşamayı unuttular.
Uzun yola çıkarken ki ilk heyecanlarını unuttular.
Unuttular sevgiliden gelen kırmızı rujlu sevda mektubunu posta kutusunda.
Platonik aşklarını yeşil işlemeli heybede, duvarda, unuttular.
Yazı masasının orta çekmecesinde hayallerini unuttular.
Unutulmak acı şey sevgilim
Mesela damıtırlar yüreğini
bir dal tomurcuk gibi
kırık fincandan içtikleri çaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!