İçine deniz sinmeli martı seslerinin
Elinde avuçları yeni terlemiş bir kitap
Güzel havadan istifade atladı vapura
İki yakalı dalmalıymış insan hayata
Kollarını vapurun eskimiş demirlerine dayadı kadın
Bazen kendi kendimle konuşuyorum
Hayallerimi,arzularımı,aşklarımı,
Yapmak isteyip de yapamadıklarımı
Hayata dair her ne varsa
Hepsini bir bir düşünüyorum
Üstelik bütün bunları,
Boylu boyunca uzanmış önümde koridor
Sırtımı dayadığım soğuk duvar içim ürperiyor
Bulunduğum nokta haricinde her yer aydınlık
Bir ölünün sessizliğini taşıyor koridor
Odaların birinden Veysel’in türküsü çalıyor
Nedense gözlerimin içinden kör olmak geçiyor
Duvardaki lal çizgiyim ben
Takvimlerde kalışım senden
Resmin duvarımda çizili duran
Duvardaki lal çizgi bende kalan
Gökyüzü kızıla boyandığında
Sulara gölgen vurulduğunda
Bülbüller ötmeyi unuttuğunda
Beni hatırla
Yağmur camına vurduğunda
Ellerin koynunda
öylece kala kalmışsın
Yeni doğmuş bir bebeğin
masumiyetiydi gözlerin
Belli ki yorulmuşsun
Günlerden geçmişteyim,
sıcak yaz güneşi
ve yıllardan çocuğum.
Tenim kadar esmer,
kaset çalar almış babam
ve ben daha dün gibi çocuğum.
Dünyaya gelirsem bir daha
Aşık olmayacağım bu defa
Ürpermeyle uyanmayacağım her sabah
Şafaksız gecelerim olmayacak hiç
Penceremden gün eksilmesin diye
Öylece donduracağım bütün saatleri
Aylardan ya haziran yada temmuz
Saat gurbete beş sılaya on var
Bir akşamüstü yola çıkıyoruz
Elimde bavulum cebimde günahım var
Birkaç saatlik yolculuktan sonra
upuzun yolların
kan kokan toprağına
yüz sürüp de geldim
iniltili kavgalara
işkencenin en şiddetlisine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!