Hüzün,
Şair aşka reddiye yazamaz,
...
Balık suda boğulmaz
Kuşlar güneşe varamaz,
Unut dediğin bu sevda,
Karakalem bir hüzün ressamıydım,
Kuru badem dallarına zemheride çiçek çizdim,
Hiçliğe adanmış şairdim,
Karın doyurmayan mısralarda aşkı tarif ettim,
Ne kazandırır insana haykırmak,
Yankısı vurmayan duvarlarda,
Acılar kervanı geçti buradan,
Acılar karlı buzlu yollardan,
Pencerelerde hicran buğusu,
Ve mutluluğu dökmüş ağaçlardan.
Kim arar kim sorar,
Senin için ne çok fedakarlıklar yaptım,
Mesela; çok sevdiğim halde,
Sarımsaklı yoğurtlu kızartma bile yemedim,
Sen kokusunu sevmiyorsun diye.
Gittin oysa şimdi,
Hiç bana koymadı,
Önce sözlerden başladı işgal
Sonra parmaklarımıza
Ellerimiz kollarımıza
Sinsice girdiler omuz altımıza
Sonra prangaları mahmuz gibi kullandılar
Gâh uçurum kenarı
Nasıl sileceğim kalan izlerini,
Ellerimi yıkasam sudasın,
Dudaklarımı kurutsam gözlerimde,
Gözlerimi kapatsam hayalimdesin,
Nasıl sileceğim kalan izlerini.
Takvim yaprakları basım hatası
Sürgüne her gün, aynı gün oysa
Sabah oluyor güneş batıyor
Akşam oluyor güneş doğuyor
Limanda gemiler yatıyor
Yatağında usulsüz ruhsuz ten
Dumanı tütmeyen köyden sesleniyorum sana,
Yazı kara kışı kara,
Mevsimsiz her bahçe,
Bir kaç köşede eğreti zakkum,
Çiçekleri kuru,
Öyle ümitsiz vakıa.
Umutsuz bekleyişlerle geçti ömrüm,
Gidenleri hep gelir zannettim.
Çocukluğumda kaybettiğim bilyeleri,
Bir gün kazanırım zannettim,
Hırslandım oynadım ama,
Sen gittiğinde,
Sonbahar ağacı gibi,
Ben dağıtmıştım kendimi,
Gündüz gecelerde,
Yürüdüm caddelerde,
Bir gün arkamdan bir ses,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!