başı sonu belirsiz bir sabaha uyanmışım
göğüs kafesimi parçalamış yüreğim
ucunda bucağında kendimi aramaktayım
her adım kokunu yaklaştırır
sesin gelir uzaktan
duyarım ama dokunamam.
bir tas çorbası vardı önünde
içti, koşmaya başladı
durmadan
nefesi hızlandı
dışında atıyordu yüreği
göğüs kafesinin
sarınca dört bir yanını
karanlığı gecenin
diline değen hecenin
büyüsü korur seni
yarına bakarsın
zifiri umutsuzluk
yaraların en büyüğünü
aldı bugün yüreğim
umudu onu
arkasından vurdu gitti
düş kuruyordum bitti
geleceğin adı neydi
dalgakıranı yok etti fırtınan
barınağım binlerce parça şimdi, dağılmış dört bir yana
göçmüştüm uzaklara
kasabamda değildim, rüzgarın can evime vurduğunda
yık geç istediğin kadar,
daha korunaklı koylar bulur, barınağımı oraya kurarım
yokluğun dudaklarımı kanatıyor
gecenin bir saatinde
sokağımda sarhoş geziyor
dünya kapatmamış ışıklarını
ışıklar ona gel diyor
bir evsiz
koştum yoruldum
kavuştum
en büyüğüne sevdaların
yürüdü sıkıldı ayırdı
kavuşan elleri
umutsuzluk
Farklı bir sabaha mı uyanacağım,
kim demiş?
aynı sabaha uyanan benim
ancak
umudum beni terk etmiş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!