ve vurulup düştü gecenin sonu, sabaha varamadan
bulutlar ağlamayı kesti yüreğimde, cehennem sıcağı var
uzuvlarım toprak oldu yahut kül, kemiklerim ya var ya yok şimdi tepemde bir saat, asırlardır beni bıraktığın zamanda durur
gel artık, bin yıllık gözlerimi huzura kavuştur..
gülüşleri hüznün esiriydi sanki
tebessümünde yaşlar dökülecekti bıraksa gözlerinden
bense emanet etmiştim yüreğimi tek kelimesine
çırpınırdım yalnızca gel desin diye..
kuş misali insan yüreği ,
doğuştan kafese kapatmışlar,
fazla özgür hissetmesin diye kendini.
kanadı kırık kuzgunun uçamıyor
görünmüyor etrafı karanlık zifir gibi
bir kibrit bile çakmıyorlar meşe ağacının dibine
uyuşuyor beynim
gitmek hiç böylesine fazla yer edinmemişti kafamda,
o günden beri
beni görmüş biri
elimde bir kitap
kelimeler kitabın içinde
sıralı
dizilmiş
karakterler kitapta
dünyanın farklı dillerinde
şiirler yazmak isterim
uçsuz bucaksız ovalarda bile
okunsun söylediklerim
hissettiklerimi onlara da hissettirebileyim
şiirlerimi başka dillere çevirmesinler
bir saat duruyor kıyısında kayıp şehrin
sokaklar boş ellerim gibi
ne gondol var ne kayık
sevdanın cesetleri yüzüyor yalnızlığın sahilinde
umutsuzluğun kalesi olmuş en işlek caddesi
kayıp şehirde yitirdiğim sevdalarımı arıyorum şimdi
bugün o durakta göremedim seni, tıpkı dün gibi
ondan önceki gün, önceki günler gibi
hayatımın bundan önceki seneleri gibi,
seni o durakta göremediğim.
diyorum ya, günlerim benzer birbirine
gözlerim gözlerini hiç göremedi
Bir isim vermedim henüz sana.
Geceleri başımı koyduğumda yastığa,
En ufak dalışımda uçsuz bucaksız deryalara,
Karşıma çıkıyorsun durmadan..
Yanıma geliyor, yanağıma dokunuyorsun,
Kıpırdıyor dudakların,
bilirsin biraz sade yaşarım, biraz gösterişsiz
anlayacağın uymuyor yalanların dünyama
uzaktan bakıyorsun yabancı bile değilsin yani
görmeni istediğim kadar hürsün görmekte ve duymakta beni
bir masumiyetin vardı işte bende, belki ona vurulmuştum
yüreğime bir bakındım da şöyle, göremedim seni, neredesin?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!