Bülbül-i şeydayım gülün dalında
Güllerin harıyla baş edemedim
Bir garip yolcuyum kendi halinde
Yolların zoruyla baş edemedim
Ne gündüzüm gündüz ne gecem gece
Gurbet de bir sıla da bir
Başım alıp nere gidim
Gönlümdeki paklanmaz kir
Döşüm alıp nere gidim
Erir ömrüm azar azar
Bu koca cihanda devri âlemde
Başıma ne gelse senden bilirim
Gönlümün çırası yine elemde
Düşüme ne gelse senden bilirim
Biter mi gönlümün gamı tasası
Bulunmaz limanı yoktur karası
Gönül deryasında battı gemimiz
Sarılmaz bu yara gönül yarası
Gönül deryasında yitti gemimiz
Gönlümün efkarı cihanı yakar
Yoğrulmuş gam ile benim toprağım
Bayrama kavuştuk bayramlaşalım
Kırılmış dallarım solmuş yaprağım
Bayrama kavuştuk bayramlaşalım
Bir köşede kaldım elim yüzümde
Eğer senden evvel ölürsem yarim
Bazen mezarımda kal vakit vakit
Bellidir mekanım bellidir yerim
Bazen mezarımda ol vakit vakit
Gülistanda açan gonca güllere
Eşeklik bakidir Lütfü Yıldırım
Bedeli ödenmez eşekliliğin
Baki kaldı sende nasıl kaldırım
Bedeli ödenmez eşekliliğin
Şu divane gönlüm acep deli mi
Bu dumanlı dağlar karını bekler
Alkana böledin akan selimi
Mor sümbüllü bağlar barını bekler
Kaçırma gözümden ela gözünü
Gireceğim bir gün kara toprağa
Kucağını açmış bekliyor beni
Ölüm gitmez benden asla ırağa
Kucağını açmış yokluyor beni
Diyemem sırrımı açamam ele
Hatalıyım hata ettim
Kul sözüne bel bağladım
İçten içe yanıp tüttüm
Gül yüzüne bel bağladım
Emeklerim gitti zaya
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!