Yoğruldu aşk ile gönül toprağım
Ben de bir leylaya mecnun olalı
Kırıldı dallarım soldu yaprağım
Ben de bir leylaya mecnun olalı
Yansın şu yüreğim yansın nar olsun
Biliyorsun durağımı
Bazı bazı uğrasana
Giderirsin merağımı
Bazı bazı arasana
Biliyorsun yaralıyım
Güler gibi görünsem de
Bakma böyle güldüğüme
Al yeşile bürünsem de
Bakma böyle olduğuma
Kim ne bilir kim ne halde
Aşkı bende olan zülfü perişan
Ayrı koydun beni benden ırakta
Var mı göz yaşları sele karışan
Ayrı koydun beni senden ırakta
Gönül hanesinin söndü çırası
Sevin artık kına yak ellerine
Ayrıldık ayrılık ayırdın ahir
Düşmüşüm ellerin bak dillerine
Ayrıldık ayrılık ayırdın ahir
Bilmezsin ayrılık, ayrılık nice
Ecel gelip kapım çalırsa eğer
Başucuma o yar gelmeden ölmem
Meğer nazlı yarim bilmezmiş meğer
Ben o yare haber salmadan ölmem
Söylesem derdimi kor olur dağlar
Kimler geldi kimler geçti
Dünden beri dünden beri
Saçlarıma aklar düştü
Dünden beri dünden beri
Hasret ile yuydun narda
Ey şerefsiz kahpe dünya
Yer aradım bulamadım
Beni yaktın sen de yan ya
Sır aradım bulamadım
Feryadımı duyamazsın
Hazan ile geçti gülşenim bağım
Hasretinle sinem yanıp durmasın
Uğrunda çürüdü bu gençlik çağım
Hiç beni gönülden anıp durmasın
Sen misin dağların acep maralı
Ne bileyim bilemedim
Dolu verdim boşu kaldı
Bölem dedim bölemedim
Pulu verdim şaşı kaldı
Söyleyemem bu bir sırdır




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!