Öykü (Sürpriz Bilezik) Şiiri - Dede Efendi

Dede Efendi
70

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Öykü (Sürpriz Bilezik)

Gözünü okuduğu kitaptan ayırmadan bol köpüklü kahvesinden höpürdeterek bir yudum aldı. Fincanı, aklına gelen bir şeyi not almak için masanın kağıtlarla kaplı olmayan bir tarafına yavaşça koyarak, kurşun kalemle not kağıtlarından birisine yazmaya başladı. Bu akşam ki yaş günü kutlamasını atlama. Yazdıktan sonra kağıtı ekranın alt köşesine yapıştırdı. Kahvesini dudaklarına götürürken de sağ eliyle kitabını tekrar açtı. Gününün çoğu saatleri bilgisayar karşısında geçerdi. Günde iki sabah iki saatte akşam olmak üzere dört saat okurdu. Yazma işine gelince yatmadığı geceler çok olurdu. Onla tanışalı beri korkuyor diye köpeğinden bile vazgeçmişti. Hayatına birden girmiş ve çıkmamıştı,iyi de yapmıştı. Evine kadın eli değdiği
belli olmuş, ev bekar evi dağınıklığından kurtulmuştu. Hayatına yepyeni bir heyecan girdiğinin farkındaydı.
Annesi öldüğünden beri bir kadın şefkati ve sevgisinden mahrumdu. Yurt dışında geçirdiği dokuz yılda bir kere evlenmiş ama ayrı kültürlerden olduklarından mı yoksa benmerkezci oluşundan mı, iki seneden fazla
Yürütememiş ve anlaşarak ayrıldıktan sonra çifte vatandaşlık hakkını da almıştı. Bundan iki yıl sonra kısa
dönem askerlik yaptığı ülkesine dönmek arzusu kaplamıştı yüreğini. Üç aylık sıkı bir çalışmadan sonra
O dilin uluslar arası tercümanlık diplomasıyla yurduna döndü. Çeviri işi epey zamanını alıyordu. Bu arada
Üniversite talebelerine özel dersler verdiği de oluyordu. Çok çalışmasına karşın eline geçen bütün ihtiyaçlarını karşılamaya yetiyordu. Özel ders almak isteyen bir bayandı gönlünün gardiyanı artık istese de istemese de. Genç kadının girişgenliği, sesindeki özgüven hissi, gülen gözleri, itinalı ve zevkli giyimi genç
Adamın üzerinde iyi bir etki yaratmıştı. Derslerdeki başarısı da durumu 2- 0 kadının lehine getirmişti. Erkekleri avucunun içine almak zeki kadınlar için mesele olmamakla beraber yurt dışı deneyimleri de genç
Adama avantaj sağlıyordu. Durumu çabuk fark eden kadın avantajını erkekten yana kullanarak, gururunu okşayarak erkeğin görüş alanını daraltmak istedi. Dünyada gururu okşanan hangi erkek kadını için can vermez ki. Nitekim kadın güzelliğinin, akıllılığının farkında değilmiş gibi davranmaya ve erkeği her konuda öne çıkartmaya başladı. Kısa zamanda semeresini de gördü. Yemeğe çıktıkları her gece bu oyunu sürdürdü ta ki erkeğin ilişkilerini zaman içinde resmiyete sokabileceğini söylediği sözlendikleri günün bir ay
Sonrasına kadar. Sözlendikten sonra taktik değiştiren kadın ezik ve silik kadınlardan hiçbir erkeğin hoş
lanmayacağını örnek hayat hikayeleri ile empoze etmeyi başardı. Gerçekten genç adam eşitlikten yanaydı ama ara sıra gururu okşansa hiç de fena olmazdı. Gerçi kadın da böyle yaparak erkeği elinde tutabileceğini anlamıştı. Kadın erkeğin hem hayatında hem evinde söz sahibiydi ve iyi de çekip çeviriyordu. Genç adam çaktırmasa da hayatı uzun zamandır olmayan düzene girdiği için de mutluydu
Kitabın arasına kaldığı yeri kaybetmemek için ayıraç koydu ve kitabı kapatıp fincanı mutfağa götürmek için kalkıp, mutfağa yürüdü. Fincanı yıkadıktan sonra kurulayıp raftaki yerine koydu. Sözlüsünün
Mutfağı dağınık görmesini istemiyordu. Masasın döndü ve her gün ki saatinde yarım kalan tercüme işine devam etmek için yayın evinin verdiği kitabı açtı ve çalışmaya başladı. Akşam olduğunu kapıcının akşam servisinden önce isteklerini sormak için çaldığı kapı zilinden anladı. İki ekmek, on yumurta, bir kilo beyaz peynir, orta boy bir piliç ve beyaz şarap siparişi ile elli lira üstü gelince mutfağa geçip hazırlıklara başladı. Aslında elinden ev işleri gelmezdi ama sözlüsünün yanında beceriksiz duruma düşmek te
istemiyordu. Yemek kitabından okuyarak yıkanmış pilici yoğurt ketçap yağ tuz ve baharatlardan hazırlanmış bir sosa bulayarak yanmaz fırın torbasının içine yerleştirdi. Torbada hava delikleri de açarak yağladığı fırın tepsine koydu. Fırını 250 derecede beş dakika ısıttıktan sonra tepsiyi mini fırının orta gözüne sürdü ve zamanı kırk beş dakikaya ayarladı. Yanmasın da pişmezse biraz daha pişiririm diye düşünmüştü. Beyaz peyniri güzelce dilimleyip kaşar peynirinin yanına peynir tabağına yerleştirdi. Eliyle bölmeye alışık olduğu için ekmek dilimlerinin pek muntazam kesildiği söylenemezdi. İçki kültürü babadan
kalıt olduğu için şarabın en soğuk + 4 derecede içilmesi gerektiğinden şişeyi buzluğa koymamıştı. Servis tabaklarını ve takımlarını yemek masasının üzerine yerleştirirken ikide parfüm kokulu mumlu şamdanı masanın baş taraflarına koydu. Ana ışığı kapatıp duvar apliklerini biraz kıstı. Odanın romantik havasının
tamamlanması için müzik gerektiğini bildiğinden kasetleri hazırladı. Aklına gelir gelmez çiçek vazosunu da masanın ortasına münasipçe yerleştirdi. Yaş günü hediyesini de kadife kutusuyla masanın onu oturtacağı kısmında ki şamdanın altına bir iki gül dalının arasına sakladı. Sürpriz olmasını istiyordu. Gelmesi eli kulağında diye düşündü ama yüzümün akıyla işleri bitirdim dedi içinden. Telefonun zili çalınca şaşırdı birden. Kimseden telefon beklemediğinden içine bir kuşku düştü. Telefonu kulağına götürürken tedirginliği yüzünden okunabiliyordu. Sözlüsü ilk uçakla tutuklanan bir müvekkilini görmeye gitmişti başkent’e, ailesinin telefonda söylediğine göre haber vermeye fırsat bulamamıştı. Kibarca telefonu kapattıktan sonra kafasında evliliği sorgulamaya başladı. Ya evliliğinde de buna benzer şeyler olursa. Karısı yatağından kalkıp yada çocukları bırakıp giderse,onun Avrupa da alışamadığından boşandığı evlilik ufukta görünmeye mi başlamıştı. Beş dakikalık beyin jimnastiği rahatlamasına yetmişti. Kalktı kat megafonundan
kapıcıya seslendi. Kapıcı ve yeni karısı da yemeğe davetliydi ve on beş dakika içinde yedi nolu dairede olmalıydı. Masaya bir tabak ve servis koyduktan sonra aynanın karşısında özel günlerde taktığı kravatını bağladı ve siyah çeketini giydi. Kapıyı aç tığında gelen misafirler böyle resmi bir karşılama beklemedikle rinden şaşırmışlardı. Yemek odasında hazırlanmış masayı görünce şaşkınlıkları iyice artmıştı. Kapıcı genç bir Anadolu çocuğuydu.Karısı da köyünden ve bir yıl önce evlenmişlerdi. Aperatif olarak şaraplarını koyarken peynir tabaklarını da uzattı. Gençler ona bakarak hareket ediyorlar ve yanlış yapmamaya çalışı
yorlardı. Şaraplı sohbet arayı oldukça ısıtmış, resmiyet yerini samimiyete terk etmeye başlamıştı. Piliç
yenirken ikinci bardaklar da bitmişti. Bir ara kapıcı ortamı yeteri kadar samimi bulmuş olacak ki, Abi ya,
dedi tesadüfe bak bu gün bizimde evliliğimizin birinci yılı doldu. Bu bizim gecemiz oldu, Çok sağ ol Allah
sana uzu….. Derken adam kapıcıyı susturdu. Durun bakalım daha gecenin sürprizi bitmedi. Uzat kızım kolunu dedi ve güllerin arsından aldığı kutudan çıkarttığı taş işlemeli bileziği taktı.

yılmaz sayiner

Dede Efendi
Kayıt Tarihi : 25.7.2009 21:33:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • İrfan Karapınar
    İrfan Karapınar

    Kaleminize derman efendim.Etkili hikayeler yazıyorsunuz.Saygılarımla...

    Cevap Yaz
  • Mücella Pakdemir
    Mücella Pakdemir

    Emeksiz zahmet olmaz diye düşünmesi gerekirdi. Evlilik yapış yapış beraber olmak değildir. İş de hayatın bir parçasıdır. Adam kendisi daha o olgunluğa erişememiş bence..

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Dede Efendi