Osmanlı Hoşgörüsü Şiiri - Yorumlar

Hayati Yavuzer
135

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Can çekişen bir imparatorluktan cılız gayretlerle cılız devletcikler çıkaran ve bunu, kendilerince büyük başarı sayanlar tarihin karşısında, çoğu kez, yalancı durumuna düşüyorlar. Çünkü aynı zamanda, kendilerine bir tarih yaratma çabası içinde oluyorlar ve bunun için de tarihi çarpıtmak, bazı kavramları yanlış kullanmak gibi zincirleme hatalar işliyorlar.
Dünyanın en uzun ömürlü imparatorluğunun, Rusya, İngiltere gibi devletlerin gayretleri ve kendi iç çekişmeleri sebebiyle çökmesi sonucu elde ettikleri bağımsızlıklar onların yüzünü hiç güldürmedi. Geçmişi yorumlarken, birçoğu tarihsel bir güce sahip olmayan küçük kavim olma komplekslerinden kurtulamadılar. Bu yüzden de Osmanlılar hakkında, çoğu zaman, iftiraya varan iddiaların sahibi oldular. Kafalarındaki fanatik ve dar anlamdaki kavmi milliyetçilikle suları yokuşa akıtmaya, Osmanlı dönemini iftiralarla izah etmeye çalıştılar. Üstelik, bu hususta müslim ve gayri-müslim kavimler arasında, ilginç bir söylem birliği, bir dayanışma da mevcut. Bu çabalar hala da sürmekte.
Genel iddialara göre, Osmanlı dönemi bir “esaret” dönemidir. Bu dönemde hırıstiyanlar müslüman, müslümanlar da zorla Türk yapılmıs, kabul etmeyip karşı duran herkesin kellesi kesilmiştir! ?
Aklıselim sahibi her insan, biraz tarih bilgisi ve biraz da müsbet vicdana sahipse, Osmanlıdan “kurtulan” bu ülkelere ve halklarına bakarak iddiaların ne kadar dayanaksız ve “geçmişten kavgalar çıkarmaya yönelik” olduğunu hemen anlar. Eğer Osmanlı, iddia edildiği gibi bir yönetim anlayışı içinde olsaydı, 600 yıl boyunca hakim olduğu topraklarda, müslümanlıktan başka din, Türklükten başka milliyet kalmazdı; Kuzey Afrıka da dahil bütün Orta Doğu, Hindistan yarımadasının büyük bir kısmı, Kafkaslar, Karadenizin bütün Kuzeyi ve Orta Avrupa’ya kadar bütün Balkanlar’da Türk ve Müslüman unsurlardan başkası olamazdı. Eğer Osmanlı dinler ve milliyetlere, halkların geleneksel hayatlarına saygı duymasaydı, hoşgörü ile bakmasaydı; tek din, tek milliyet, tek tip sosyal hayat, tek tip giyim-kuşam isteseydi, çöküşünden kısa bir süre öncesine kadar bunu başaracak güçteydi.
Osmanlı sonrası ortaya çıkan müslim-gayri müslim devletçikler Osmanlı düşmanlığı ile dimağlarını besliyorlar. Onu aşağıladıkları ölçüde yükseleceklerini, büyüyeceklerini, “ var” olacaklarını sanıyorlar.
Falih Rıfkı Atay, imparatorlukların işi sömürmektir; oysa biz Osmanlılar, kendimizi “sağmal bir inek gibi” sömürttürdük der..Ne kadar haklı olduğunu, ortalama bir akıl ve vicdana sahip, herkes anlayabilir.
Bu kendini sömürtmenin altında bizim “hoşgörümüz” vardır. İmparatorluk sınırları içinde yaşayan ahali devletin -farklılıkları olmakla birlikte- koyduğu kanunlara, kurallara göre yaşıyor, hayatını sürdürüyordu. Dini alan başta olmak üzere hayatın her safhasında engin bir hoşgörü hakimdi.

Tamamını Oku
  • Sezai Arabacı
    Sezai Arabacı 17.09.2007 - 22:04

    Bu bilgileri duyurduğunuz ve bizimle paylaştığınız için teşekkür ederim hocam saygılar.

    Cevap Yaz
  • Meneviş Köylü
    Meneviş Köylü 16.09.2007 - 23:42

    Emek verip yazmışsınız. Okudum.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 2 tane yorum bulunmakta