Güneş senden doğsun istemiştim.
Sabahın ilk ışığı seninle girsin odama
Çok değil ki
Kaçar adım gülüşün ısıtsın içimi
Yalnızlığın keskin kayalıklarından
ılık sesin dökülsün istemiştim
Gösterüp zülfün derdim bir iken çihil oldu
Gelip bahar çiçekler birden nevbahar oldu
Cevrinle ölmeğe Sulhi özge mahir oldu
Dayanmaz gayrı kıssa-i ömr derler ki taşı
Sulhi boşuna gam yaşın döker
Kadere ah edip boynunu büker
Olmayan derdin kahrını çeker
Gönül ne diye dertlenirsin
Aşkına düşüp meftun olana
Bu hepten sıyırmış deli diyorlar
Nihana erişip berduş olana
İşte şimdi oldun veli diyorlar
Dünyadan geçer insan kervanı
Çekildi ayn-ı ziya zifiri mekan
Kimdir gönlümü odlarda yakan
O yarin gönlünü yaşımda yıkan
Temizlen sevdiğim vefa elinden
Bir nara tutturdum sükuta yakın
Düşmek üzereyken elimden tuttu
Şaşırdım, dönüp baktım kimdi bu huri
Gözümü kamaştırdı bakınca nuru
Aklım bir onu bildi gaybı unuttu
Dedi
-yıkılmak için gençsin nedir bu telaş-
Gönül ister muhabbet nasip ede Hüda
Ne gelir elden yar benden ben ondan Cüda
Hak için elini uzat düşküne
Duyarsın içten sen bir eyvallah
Her hayrı et Allah aşkına
Unut verdiğini sen de eyvallah
Edebin dağına merdiven daya
Beni benden alır cevri sitem
Varımı sevdaya verdim gayrı
O mah benden ben onda bitem
Umudu sellere saldım gayrı
Ahu figan itmekten aşüfte-dil




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!